Ben düşüncelerimin tutsağı değil hakanıyım.
         Öğrendiğim yeni bilgiler ışığında geçmişte savunduklarımı gözden geçiririm, bazılarını değiştiririm, bazılarını çöpe atarım.
         21. yy Bilgi Çağı. Bilgiler ışık hızında akıyor. 50 yıl önce 3 aylık araştırma ile ulaşacağınız bilgilere şimdi 3 saniyede ulaşabiliyoruz.
         Son 150 yıldaki keşif ve icatlar insanlık tarihinin geriye doğru 5 milyon yılından daha fazladır. 
         Bu, şu anlama gelir: Günümüzde bilgilerini, düşüncelerini 3 yıl güncellemeyen bir kişi Ortaçağda 600 yıl aynı bilgilerle ömür tüketen kuşaklar gibidir.
         İtiraf ediyorum: Ben 10 yıl önceki ben değilim.
         İtiraf ediyorum: Ben 50 yıl önceki düşüncelerimin çoğunu yeni bilgiler ışığında güncelledim.
         50 Yıl önce ben de Lütfü Şahsuvaroğlu gibi “Türk=Müslümandır” derdim.
         50 Yıl önce ben de Yavuz Ağıralioğlu gibi “Müslüman olmayan Türk, Türk değildir” derdim.
         50 Yıl önce benim millet tanımım “Dili bir, dini bir…” diye başlardı.
         50 Yıl önce İslam’ın Türk milletini asimile olmaktan/erimekten koruduğuna inanırdım. Ama şimdi Emevilerin sunduğu İslam’ın Türkleri Araplaştırdığına inanıyorum. Edindiğim yeni bilgilerle Türklerin Bedevi töresi ve İslam dini arasında bir sınır belirleyemediğini gördüm.
         Lütfü ile Yavuz’un başına gelen benim başıma gelseydi hiç savunma geliştirmez “Dün, dün de kaldı. O sözler yanlıştır, ben düşüncelerimin hakanıyım” derdim.
         Macaristan’da Turan Kurultayı başlamış. 
        Hadi gel şimdi, bu kurultayın, geçmişte beynimize yaptığımız gecekonduları yıkmasına karşı çıktı?

Müthiş bir başarı hikâyesi: DAMAT Müthiş bir başarı hikâyesi: DAMAT

Alper Aksoy

Editör: Kerim Öztürk