Soma'da iş, aş, rızık endişesi ile ekonomik köle haline getirilmek istenen, insanların çaresizlikle acı gözyaşlarına dönüşen, ekonomik kölelik bir kez daha gerçek yüzünü göstermiştir. İnsanların iş için, işlerini kaybetmemek için, siyasal şantajlara nasıl alet edildiklerini içimiz kan ağlayarak dehşetle izledik.
Nasıl AKP ye oy vermeye mecbur edildiklerini TV ekranlarından ve medyadan dehşetle izledik. Aç, çıplak ve çaresiz insanın partisi sorulur mu? İnsanları parti ölçüsü ile işe almak veya ayrıcalıklı hale getirmek çağdaş siyasal kölelik değil midir? Bizler bulunduğumuz ilçede, insanların iş umudu ile AKP faaliyetlerine nasıl katıldıklarına, yıllarca tanıklık ettik.
Çalışanların işlerini kaybetme endişesi ile bize nasıl selam vermekten korktuklarını birlikte yaşadık. İçimiz burkularak, bu can kardeşlerimizi işlerini kaybetmeme yada işe girmek için, bu davranışa nasıl mecbur edildiklerini, sorumlular adına utanç duyarak izledik. 30 Mart seçimlerinde, belediye çalışanları bir kaç istisna dışında tam kadro sahadaydı.
Çalışan işini kaybetme şantajı ile, parti görevlisi iş umudu ile, Mütaahhitler rant hesabı ile, herkes bir türlü farklı ikbal hesapları ile köprüden geçenler takımı oluşturuldu. Birde bunun üzerine 17 Aralık suni darbe ortamı mağduru edebiyatı da eklenince, sanki bugün yaşadığımız acı maden altındaki mazlum şehitleri kurtarmaktan elzem, başbakana seçim kazandırmak daha hayati öneme sahip hale getirildi.
İnsanlar acıdılar, paniklediler, aman ülke batmasın başbakan kaybetmesin. Yoğun duygu istismarı bombaları ile, aman başbakan kaybetmesin denilerek insanlar AKP’ye oy verdirildi. İşte bu milli irade hırsızı, insanları işe, aşa, rızka mahkum eden, bu yeni çağ dışı köle düzeni yıkılmalıdır. 
İnsanlar ekonomik özgürlüğe, irade serbestliğine kavuşturulmalı, herkes baskı altında olmadan oyunu özgünce kullanabilmelidir. Mesela bize bu seçimlerde oy verecek insanlar çirkin, bir aldatma kandırma şovları ile, bir kez daha AKP ve CHP’ye oy vermek zorunda bırakıldı. Şimdi yüzümüze insanlar özür dileyerek, oy vermekten nasıl vazgeçirildiklerini pişman olduklarını, kandırıldıklarını beyan ederek özür diliyorlar.
Belediye başkanları yarışmalı, kenti konuşmalı, yerel seçimlerde başbakana oy verdik utancından, bu ülke acilen kurtarılmalıdır. Yerel yönetimler ve genel seçim süreçleri normalleşmelidir. Bunun tesadüfi olduğunu söylemek için saf olmak gerekir, belli ki bu yaylanın yolu böyle gider. Her seçimde olağanüstü şartlar oluşturularak, insanların iradelerinin nasıl sağlıksız gerilimlere alet edildiğini artık toplum tarafından anlaşılmaya başlanmıştır.
İnsanların işe girmek, işini kaybetmemek, şahsi ikbal hesaplarının ayrıcalıklı hale getirilerek, gönüllü siyasi tercihe zorlandıkları modern yeni çağdaş kölelik düzeni sona ermelidir. İnsanların cahiliye döneminde pazarlarda alınıp satıldığı, köle azat etmenin adet haline geldiği, hırsızlık yapanların akıllı kabul edildiği o günkü şartlardan, mantık olarak bugünün ne farkı var dır?
Yeni çağdaş köle pazarlarını andıran, insanları bir veya iki partiye oy vermeye mecbur eden çağın köle düzeni yıkılmalıdır. Toma araçları, çirkin dayak sahneleri ile bu düzen daha ne kadar sürdürülebilir? Mertçe, özgürce, farklı yaratılmaktan kaynaklanan, insanların farklı siyasi tercihleri,  saygıyla karşılanmalı, özgür oy kullananlar, özgür bağımsız Türkiye’yi inşa yeniden gerçek anlamıyla kurabilmelidirler.
Sabri Şenel