Avrupa'nın göbeğine dışarıdan gelip imparatorluk kuran tek millet Hun Türk'leriydi. ( bugün ki Hungary/ Macaristan ) Atilla'nın nihai hedefi Kızıl Elma olarak gördüğü devrin en zengin ülkesi Roma İmparatorluğunu fethetmekti.

Yani Kızıl Elma Roma'ydı.

Bunun için Roma'yı kuşatır. Tam kuşatma ile deniz ve kara ikmal yollarını keser, 6 ay sonra Roma da salgın hastalık ve kıtlık başlar. Toplu ölümler başgösterir, bunun devam edeceğinin ve topyekün bir yok oluşun görülmesi üzerine Roma İmparatoru, Atilla'ya Elçiler gönderecek ve teslimiyet koşullarını soracaktır.

Atilla da, elçilere der ki; imparatorunuz samimi ise önce Atını göndersin!..

Elçiler dönüp Atilla'nın isteğini iletirler imparatora, 

İmparator sevinir bu işe!..

Der ki verin gitsin atın lafı mı olur!

Ama Atilla'yı ve Türk anlayışını bilen bir generali itiraz ederek der ki, at Türk'ler için kutsaldır verip kendimizi aşağılamayalım!

Ama imparatorun bunu düşünecek hali yoktu tabi! Atı gönderir.

Atın geldiğini gören Atilla bu defa elçilere der ki; bu atın pusatlarını ve imparatorun kılıcını unutmuş olmalısınız!...

Elçiler Roma'ya döner ve imparatorlarına Atilla'nın KILIÇ istediğini söylerler.

İmparator yine düşünmeden çıkarır kılıcı verir ve derhal götürün der! 

Yine aynı general, kılıcın Türk'ler için kutsal olduğunu söyleyip itiraz eder!.. 

Ama imparator kılıcını da Atilla'ya gönderip kuşatmanın kaldırılmasını bekler!...

Atilla ise bir şey eksik kalmış der!

Atını ve kılıcını veren karısını da vermelidir der! Çünkü kılıç imparatorun şerefiydi! Şerefini veren karısını da verir der!...

Elçiler bunu imparatora anlatmakta zorlanır ama o itirazcı general durumu anlar ve elçilere teyid ettirir!

İmparatorun çılgına dönüp kellelerini kestireceğinden korkan Roma'lı Elçilere imparator biraz tartışmadan sonra eşini de teslim edip Atilla'ya yollar!

Tabi bu büyük bir aşağılanmadır!...

Avrupa kültüründe kral ve kraliçe kutsaldır ve kutsanır tahta çıkmadan önce, kraliçeyi Atilla'ya sunmak!.. bu öyle bir aşağılanmadır ki Batı kültürünün bilinçaltında Türkleri Barbarlaştırır..

Latince bir kelime olan " BARBAR" kelimesinin Latincedeki anlamı yabancı, ( elin adamı) el, manasındadır. Yani kafa kesen cani değil elin Ada'mı!.

Roma'lı ve Yunanlılar bu kelimeyi herkes için yabancı & el anlamında kullandıkları halde sadece (bu büyük aşağılanmadan sonra) Türk'ler için cani, canavar anlamında " barbar& barbarlık" anlamında kullanmışlardı.

Çünkü batı kültürüne göre imparatorun karısını isteyip onu aşağılamaktan daha büyük bir

Facia, " barbarlık" olamazdı...

Ve yine; Atilla, imparatorun eşini getiren elçilere der ki; biz Hun'lar : At, Avrat ve Silah ( KILIÇ) için yaşarız! 

Bunları veren insanın ise yaşamaya hakkı kalmamıştır! 

Yani, Roma bize teslim edilene kadar kuşatma devam edecektir, ama avrada ( kraliçeye) el sürülmeyecektir.

Roma sarayında artık büyük bir korku ve panik hakimdir.

Tam bu arada Papa II. Leo, der ki Atilla ile bir kez de ben konuşmak istiyorum, bana Atilla'dan randevu alınsın.

Bunun üzerine Elçiler yollanır durum Atilla'ya aktarılır.

Ve Roma'dan geçen Elbe ırmağı kenarında bir otağ çadırı kurulur, 

Atilla ile Papa 2. Leo bu çadıra kimseyi almadan 4 gün 3 gece kalırlar!...

Ve çadırdan çıkan Atilla çocuklarına ve komutanlarına kuşatmayı kaldırmalarını emreder!..

Çocuklar şaşkındır!, itiraz ederler ama Ulu Kağan Atilla NE derse o yapılır.

Roma kurtulur, Kızıl Elma hayalimiz tarihe gömülür!...

Roma imparatoru Atilla'ya Şükranları için bir başka hanım hediye eder ve Roma'yı vergiye bağlayan Atilla Macaristan'a geri döner!.. Ve Eşine çok benzeyen bu hediye verilen kadın tarafından da Atilla 40 gün sonra da zehirlenecekti!...

Böylece "BARBAR" damgası yediğimiz halde "KIZIL ELMA" da avuçlarımızın arasından kaymıştı...

Atilla'nın liderlik Sırlarını yazan Danimarkalı ve Amerikalı tarihçilere göre dünyanın en büyük sırrı " Atilla ile Papa 2. Leo'nun" çadırdaki 4 gün 3 gecelik o konuşmalarıdır.

Çünkü yanlarına hiç kimseyi alıp tarihe kayıt bırakmadıkları gibi çadır da temmuz sıcağında ıslaktı yerler.. Bunu Papa'ya inanıp yani tek Tanrı'ya inanıp ağlayan Atilla'nın gözyaşı olarak da yazanlar vardır... Ama Papa'nın Atilla'yı nasıl ikna ettiği en büyük sır!

------------------

2000 den beri artık her yıl yapılan ve 7-10 Ağustos 2016 da, on altıncısı yapılacak olan Büyük TURAN Kurultayında ki Atilla'nın sembolik sarayının yapıldığı Macaristan'ın Buhaç Şehrindeki Sarayda KIMIZ içmek ve buluşmak dileği ile selam ve sevgilerimle esen kalın.



Derleyen 

Araştırmacı Yazar Bahtiyar Aydın