1919 yılı…
Adı Ayşe…
Selanik asıllı bir göçmen kızıydı. İzmir’de yaşıyordu.
Kocası Balkan Savaşlarında şehit düşmüş, çocuklarını yetiştirme derdine düşmüştü…
15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i işgal edip 2 bin kişiyi katledince, iş başa düştü diyerek köy köy gezerek gönüllü toplamaya başladı. Köyler de Yunanlıların eline geçince, Aydın’a gitti. Kocasının emaneti değerli eşyalarını satıp tüfek ve cephane aldı.
İlk Kuvayı Milliye örgütlenmesine iki oğluyla birlikte Aydın’da katıldı.
Mangal yürekli Ayşe Hanım, Aydın’ı işgal etmek için gelen Yunanlılarla yapılan savaşlara katıldı.
Demirci’nin işgal edilmesine karşı o tarafa koştular, orada oğlunun biri şehit düştü. Savaşta şehitlerin ardından ağlanmaz deyip içine gömdü acılarını…
Ayşe Hanım
21 Şubat – 12 Mart 1921 I. İNÖNÜ SAVAŞI
31 Mart – 1 NİSAN 1921 II. İNÖNÜ SAVAŞI’larına katıldı. Küçük oğlu da bu savaşta şehit düştü. Ciğerleri yanan bir yaralı kurt gibi Sakarya Meydan Muharebesine katıldı. Bu savaşta kasığından yaralandı. Ankara’ya tedavi için getirildi. Mustafa Kemal Paşa ile görüştü.
Burada Lütfi Arif kendisiyle bir röportaj yaptı ve Vakit gazetesinde yayınladı.
26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzda,
30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesinde; savaşan birliklerin en önündeydi
9 Eylülde İzmir’e giren birliklerin içindeydi ve burada ayağından yaralandı.
Zaferi yaratanlar içinde yer aldı Binbaşı Ayşe…
ZAFER SONRASI
1925 yılı haziran ayında İstanbul’u gezmeye gidiyor Ayşe Hanım, İstanbulda kendisiyle bir röportaj yapılıyor. Üzerinde bir süvari elbisesi var.
Şunları söylüyor: ” Allaha şükürler olsun bugün büyük Gazi’miz sayesinde emelimize nail olduk. Vatanımız kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmesi altında inleyen sevgili topraklarımızda şimdi serbest ve göğsümü gere gere gezebiliyorum.”
BİNBAŞI AYŞE ALTUNTAC…
Soyadı kanunundan sonra “Altuntac” soyadını alıyor. (Bazı kaynaklarda Altıntaş olarak da geciyor)
1942 yılında İzmir’den tedavi amacıyla Ankara’ya geliyor. Bu arada devletin vereceği maaşı, yardımı falan beklemeden Merkez Bankasına müstahdem (odacı) olarak giriyor ve çalışmaya başlıyor.
Cahid Çaka Harp Tarihi Encümeninde araştırma yaparken Binbaşı Ayşe Hanımın bilgilerine ulaşıyor, kendisiyle görüşmeler yapıyor.
KURTULUŞ SAVAŞININ TÜM BÖLÜMLERİNDE YER ALAN BİNBAŞI AYŞE ALINTERİYLE ODACILIK YAPARAK GEÇİMİNİ SAĞLADI.
Binbaşı Ayşe 1949 yılında bu dünyadan göçüp gitti. Geride ne zenginlik, ne han hamam, ne de villa, saray bıraktı…
Yalnızca onurla dalgalanırdığı vatanseverlik ve kahramanlık bayrağı armağan bıraktı bizlere…
ALLAH RAHMET EYLESİN. BİNBAŞI AYŞE HANIMLARA SELAM OLSUN…
Dr. İlhami PEKTAŞ