Cizre, Silopi ve Sur'un ardından terör örgütü PKK'yı temizlemeye yönelik meskun mahal operasyonları Şırnak il merkezi, Nusaybin ve Yüksekova ağırlıklı  sürüyor. Her zaman ifade etmeye çalışıyoruz; "çözüm süreci"nin faturasını!.. Gözyaşlarının sel olduğu fotoğrafları, şehit olan evladının ardından kara toprağa düşen analarımızı, şehit evlatlarının cenaze namazlarını kıldıran cefakar babalarımızı havuz medyası bile saklayamıyor. Fakat, nasır tutmuş bu suratların, kaşar siyasetçilerin hâlâ milletten gizlediği gerçekler var. Biz de bunları yeri geldiğinde azami hassasiyet ve dikkat göstererek bu sütunlardan sizlere aktarmaya gayret ediyoruz. 

Bölgede görev yapan askeri kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; aylardır devam eden şehir çatışmalarının, bahar aylarıyla birlikte Diyarbakır'ın Kuzeyi, Hakkari merkez, Mardin'in Kızıltepe ilçesi ve Suruç'a sıçrayabileceği yüksek ihtimal. Bölücü terör örgütü, yeni çatışma alanlarıyla birlikte silah yelpazesini de genişletirken askeri de kırsala çekmeye çalışacak.

 Askerin inisiyatif aldığı Silopi, Cizre, Sur ve Bağlar'da çatışmalar büyük oranda kontrol altına alınırken, bölgeden gelen istihbarat raporları da  çatışmaların bahar aylarıyla birlikte şiddetini artıracağını gösteriyor. Örgütün, askeri kırsala çekip bu şekilde karakol baskınlarıyla daha çok zayiat amaçladığı, buna bağlı olarak silah ve mühimmat yelpazesini de genişlettiğinin ısrarla altı çiziliyor.

Bölgeden son gelen bilgilere göre ise Şırnak'ın şehir merkezi, Mardin'in Nusaybin İlçesi ve Yüksekova'da hayat durdu. Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde çatışmaların yeni alevlendiği, Bağlar'da ise örgüt mensuplarının belirlenemeyen bir sebeple silahlarını bırakarak bölgeyi terk ettikleri öğrenildi.

Bölgeden bilgi aldığımız kahramanlar, teröristlerin genellikle sabahın ilk ışıklarıyla çatışmaların fitilini ateşlediklerini, öğlen hafifleyen saldırıların akşam 19-20 saatlerinde tekrar arttığını ve gece yarısına kadar sürdüğünü söylüyor.

Sağlam kaynaklardan edindiğim şu bilgilere ise özellikle dikkatinizi çekmek isterim ki malum tablo daha net görülebilsin;

Şırnak merkezde bölücü hainler arasında Bolivyalı, Sırp, İngiliz ve Alman teröristler de var. Bir mahallede ise PKK'yı Rus uyruklu sözde bir komutan yönetiyor ve emrinde de yaklaşık 30 Rus uyruklu militan var. "Peki bunlar diğerleri ile nasıl anlaşıyorlar" diye sorduğumda, güvenlik güçleri "Rus, el kol hareketleriyle diğerlerini çatışmalar sırasında yönlendiriyor" diye cevap verdi. Çatışmalar sırasında sağ olarak ele geçirilen bir Sırp keskin nişancı sorgusunda "PKK'dan aylık 4 bin Dolar aldığını" itiraf etti.

***

Açılım sürecinde terör örgütünün bomba ve hendeklerle kapattığı Yüksekova İlçesi'nde PKK'ya yönelik planlanan temizlik operasyonu sıkıntılarla başladı. Zira, yapılacak operasyon bilgilerinin yer aldığı çok gizli belgelerin terör örgütüne sızdırıldığına dair soruşturma sürüyor. Koordinasyon sıkıntısı ise hâlâ devam ediyor.

Yüksekova İlçesi'nde yapılacak temizlik operasyonu için farklı illerden 4 bin  polis görevlendirildi. Ancak görevlendirilen polislerin yatak, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak imkânlar düşünülmedi. Takviyeye gelen polislerin barınma ihtiyacı için okullar boşaltılırken, polisler AFAD'dan temin edilen ve kendilerine dağıtılan yatakları yere sererek uyuyor.

Koordinasyonda yaşanan plansızlıklar yüzünden daha operasyonun ilk gününde menfeze yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla "Zırhlı Akrep" tabir edilen polis aracı ve içerisindeki polisler zarar gördü. Polislere operasyonlar esnasında kendilerini korumaları için operasyon silahı olarak G-3 piyade tüfeği dağıtılırken söz konusu tüfek için dağıtılan fişeklerin ise 1995 imalatı olduğu ortaya çıktı. Operasyon mühimmatı olarak dağıtılan fişeklerin 10 yıl olan raf ömrünü ise 2005 yılında doldurduğu belirtiliyor.

Sıkıntılar, silah ve mühimmatla sınırlı kalmıyor. Operasyon için oluşturulan birliklerin başına Yüksekova İlçesi'ne neredeyse hiç gitmemiş ve terör deneyimi bulunmayan müdürlerin görevlendirilmesi nedeniyle olumsuz dönüş yaşanmasından kaygı duyuluyor.

Bir de!.. Bu operasyonlarda kahramanca görev yapan Jandarma Özel Harekat (JÖH) birliklerimize de gözümüzün bebeği gibi hassas olmalıyız. Katil sürüsüne karşı yürütülen şehir savaşlarında en deneyimli kadrolarımızın başarıları ve fedakârlıkları ortada. Fakat onların da sahada yaşadıkları ve iç mekanizmalarda çözmeye çalıştıkları sorunlarıduymazdan gelmemeliyiz. Sahada canını ortaya koymak ve her şartta ne olursa olsun"vatan sağolsun" demek, sıcak koltuklarda ahkâm kesmeye benzemez. Unutulmasın!.. Vekâletler savaşı sürdükçe Türkiye'nin ihtiyaç duyacağı şehir savaşında uzman kadroları da bu birbirinden değerli vatan evlatları yetiştirecek... Bu milletin, ordu-millet olduğu da hiç unutulmasın!..