Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler Saatler sonra enkaz altından kurtarılan bebekler
 Büyük Önder'in "bölgesel ittifaklar projesine" geri dönmek "ülke olarak" yolumuzu aydınlatacak bir ışık olarak orada duruyor. Atamızın imzaladığı; Moskova, Bağdat, Sadabat Pakt'ına geri dönmemizin şimdi tam zamanıdır.

Atatürk; Bozkurt'tur, Sarı Gazi'dir...

Bugün birleşmek için; Ülkemizin Çatısı da, Çimentosu da Atatürk'ten başkası değildir. Yeter ki O'nu doğru tanıtıp, doğru anlayıp, üzerimize kabus gibi çöken bu emperyalist kuşatmayı elbirliği ile yaralım, aşalım, esenliğe ulaşalım.

Döneminde Atatürk, "Bayraklı Bozkurt heykellerini" Maraş'tan, Kastamonu'ya kadar bir çok kent merkezine diktirmişti.

Bizdeki Atatürk tanımlaması çok yanlış bir şekilde Kemalizm üzerinden yürüyor.

Atatürk'e sahip çıktıkları için bu "entellektüel" abilerime, ablalarıma da şükranlarımı sunuyorum, lakin Kemalistlerin önemli bir kısmı da Marksist kökenli oldukları için maalesef Atatürk'ü yanlış tanıtıp tüketiyorlar...

Yok Atatürk solcu muydu?

Yok Atatürk sosyal demokrat mıydı?

Yok Atatürk sosyalist enternasyonelci miydi?!

Son üçüne de karşı olduğunu bildikleri halde hep aynı boş lakırdılar ile Atatürk'ün yok yere tüketildiğinin farkına bile varmazlar...

Atatürk’ün Türk Dünyası için Türk Ulus Devleti için yaptığı çok önemli çalışmaları anlatmazlar!...

Atatürk 1925 yılında üç Sol Partiyi kapattı.

Sosyal Demokrat Fıkrasını, Sosyal Adalet Fıkrasını etnikçi, bölücü oldukları, Wilson İlkelerini savundukları için kapatmıştı.

( Kaynak: Dr. Hasan İleri'nin Türkiye'de Sosyal Demokrasi 1908-1998, Gündüz yayınevi, sayfa 29-66)

Atatürk sağcı da değildir, solcu da değildir, Amstrong'un ismini kitabına verdiği bir Bozkurt'tur, Sarı Gazi'dir.. Yüce Meclisin verdiği ismiyle

Ata-Türktür, Türküm diyenin kellesinin gittiği son dönem Osmanlı'nın da yüzakıdır...

Yeri gelmişken "Kemalist" yerine Atatürkçü kavramının kullanılmasının çok daha doğru olacağına inanıyorum.

Sokağa çıkan görecek ki; Kemalistim diyenler toplumun ancak yüzde 5-6'sıdır, ama Atatürkçüyüm diyenlerin oranı, "1946'da ki Truman Doktrini'nden sonra girilen süreçte, her türlü yıpratma çalışmalarına rağmen.." yine de yüzde 65'in üstündedir.

Can Dündar denilen adamın çektiği "Mustafa" filminde de Atatürk'ü tanıtmaktan çok "sinsice" küçültmeyi amaçladığını üzülerek izlemiştim.

En başta Filmin ismi Ata'ya hakaretti!

Atatürk, büyük bir Türk Milliyetçisi,

Tam Bağımsız Türkiye sevdalısı bir Ulus Devletçiydi.

Ulus Devlet kurarak homojen bir millet yaratmadan da Anadolu'da ilelebet payidar olarak kalamayacağımıza inanıyordu.

Anadolu bir milletler mezarlığıdır diyordu...

Tarihe bakın; bu topraklardan ne devletler geldi geçti, hepsi tarihe taş sütunlarını bırakıp yok oldular diyordu.

Geldiği yeri bilemeyen,

tarihi köklerine sahip çıkamayan,

Ulus devlet olamayan hiç bir devletin bu topraklarda kalıcı olamadığını tarih öğretiyor zaten...

Döneminde Milli Paralara,

Pullara Bozkurt resimleri bastırması, yine Şapka Devriminde şapkalara arma olarak "Bozkurt Başı" koydurması..

Ve yine; masasındaki çağırma zilinin de ( şimdi Samsun 19 Mayıs Müzesinde sergileniyor) Bozkurt Kafası olması,

Ve yine; başta Ergenekon destanı olmak üzere 23 Türk Destanını, lise ders kitaplarında okutturup, öğretmesi O'ndaki yüksek şuurunun birer göstergeleriydi elbette.

Kent merkezlerine "Bayraklı Bozkurt Heykelleri" yaptırması,

Türk Tarih Tezini yazdırması, Güneş dil teorisi çalışmaları,

M.Ö. 7000'lerde batan MU Kıtasının (M.Ö. 70.000-7.000) başkentinin Uygur imparatorluğu olduğunun ortaya çıkması üzerine, Mu Kıtasındaki Ata'larımızın "Göktengri" inancını da araştırmak için General Tahsin Mayatepek'i konuyu araştırması için Meksika'ya Büyükelçi olarak ataması da bilime ve tarihsel bilgiye düşkünlüğünün bir tezahürüydü.

Mayatepek'in Meksika'dan gönderdiği "Mu Kıtası batığından çıkarılan" 200 bin tablet için, 60 kişilik bir tercüme heyeti kurarak Türkçe'ye çevirme çalışmaları yaptığını ve bunun için bir kitap hazırlamaya başladığını ve yine ölümü üzerine bu çalışmasının akamete uğradığını Sinan Meydan'ın bu konuda yazdığı "Atatürk ve Kayıp Kıta MU 1-2" kitaplarından öğreniyoruz.

Bugün birleşmek için;

Ülkemizin Çatısı da,

Çimentosu da Atatürk'ten başkası değildir.

Yeter ki O'nu doğru tanıtıp, doğru anlayıp, üzerimize kabus gibi çöken bu emperyalist kuşatmayı elbirliği ile yaralım, aşalım, esenliğe ulaşalım.

Devletimizin bekası Atatürk'ün vizyonunda saklıdır...

"Chp'nin 6 ok'una koydurduğu Milliyetçilik İlkesini de yok saymayalım..."

Ve yine: Büyük Önder'in "bölgesel ittifaklar projesine" geri dönmek "ülke olarak" yolumuzu aydınlatacak bir ışık olarak orada duruyor...

Büyüklere teslim olup komşuları ezmeden yürüyen Atamızın imzaladığı;

Moskova, Bağdat, Sadabat Pakt'ına geri dönmemizin şimdi tam zamanıdır.
Buna Suriye'yi de eklememiz ülkemizin bekası için şarttır.

(Pakt: iki yada daha fazla devlete bağlı ikili anlaşmadır.)

Bahtiyar Aydın



Editör: TE Bilisim