Türkiye günlerdir, tarikat lideri Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H. K. G.'yi, Kadir istekli ile 6 yaşında evlendirmesi sonucu zincirleme tecavüze maruz bırakmasını konuşuyor.

Konuşulmaya da devam edecek.

Fakat halen tarikatların temiz yerler olduğunu savunmaya çalışanlar, sanki bu tecavüz ve cinsel istismar olaylarının hiç bu yapıların organizasyonu içerisinde yaşanmamış gibi savunmaya devam etmesi en az bu istismarlar kadar iğrenç.

Zira tarikatlar gibi denetlenemeyen kapalı yapılarda yaşananları kimse bilmiyor. Dernekler masasının evrak denetlemesinden bahsetmiyorum. Çocukların okul yerine medrese ve kurs eğitimi aldığı yerler buraları.

Şimdi size, zar zor ulaştığım başka bir tarikat ve tarikat mensuplarının karıştığı ve yargılamasının bittiği bir dosyadan daha bahsedeceğim.

Bu bilgileri de ilk kez okuyacaksınız...

Bu kez cinsel istismar ve tecavüz vakası Kadiri tarikatının Nadiriler kolunda yaşanıyor.

Kadiri tarikatı, Abdülkadir Geylani'nin öğretilerini kabullenen, Türkiye'de çok etkin, siyaset ile iç içe geçmiş çok sayıda müridi bulunan bir tarikat...

13 kolu bulunuyor. Bunlardan biri de Bilal-i Nadir (Nadiriler) denilen kolu.

Gaziantep'te çok etkililer. Tarihlerini daha sonra başka bir yazımda anlatırım.

Gaziantep'in Nurdağı ilçesi Hamidiye mahallesinde Külliyeleri var. Turlar düzenleniyor. Bu tarikatın şeyhi, Sadettin Teksoy'un haberinde bile gündem olmuştu. Yazdığı muskayı horoza takmışlardı ve ateş etmişlerdi. Horoza hiçbir şey olmadığında "keramet" olarak göstermişlerdi.

İşte bu saçma sapan tarikatın mensubu iki kişi mide bulandıran bir tecavüz dosyasında yargılandı ve ceza aldı.

Baba Cemalettin Kutlubay ve oğlu Ertuğrul Kutlubay...

Yaşananları anlatayım.

Yıl: 2015

Gaziantep'in Nurdağı İlçesinde Cemalettin Kutlubay eşinin akrabalarına misafir olarak gidiyor. Misafirlikte o sırada mutfakta olan ve o gün 17 yaşında olan eşinin yeğenine "Namaz kılacağım seccade getir" diye sesleniyor. Kız seccadeyi getiriyor. O esnada kıza saldırıyor ve kalçalarını sıkıyor. Mağdur kız "ne yapıyorsun sen, bırak beni" diye bağırıyor ama ellerini çekmiyor.

Aile, olayı öğrenmesine rağmen akrabalık bağından dolayı şikayetçi olmuyor!

Cemalettin Kutlubay, 2015 yılı Ekim ayında bu sefer kaynanasının evine tuvalet ihtiyacını karşılamak için gidiyor. Akrabasının 5 yaşındaki kızı, evin ön avlusunda kuzenleri ile oynarken kız çocuğunun kolundan tutarak tuvalete götürüyor. Kıyafetlerini çıkarıp çocuğa cinsel istismarda bulunuyor.

Olay artık savcılığa intikal ediyor ve Kasım 2015'te Cemalettin Kutlubay tutuklanıyor. Kutlubay yargılama sonucunda ceza aldı.

Diğer olay ise oğul Ertuğrul Kutlubay ile ilgili...

Ortaöğretimde öğrenim gören S.E.K, Ekim 2016'da okulda rahatsızlanarak rehber öğretmene gidiyor. Kuzeninin, kendisine birinci sınıftayken (6 yaşında) tecavüz ettiğini anlatıyor.

Öğretmen durumu savcılığa bildiriyor ve soruşturma başlıyor.

Küçük kız çocuğu savcılıkta olayı anlatıyor.

Savcılık ifadesine göre tecavüz olayı şöyle gerçekleşiyor...

Birinci sınıftayken amcasının evine gittiğinde kuzen Ertuğrul Kutlubay (o gün 19 yaşında) "balıklara ekmek alalım" diyerek küçük kızı evin arkasında bulunan ekmekliğe götürüyor. İçeriye girdiklerinde kapıyı kitleyerek kendisini duvara sıkıştırıyor. Devamında soyarak (bundan sonrasını yayınlamıyorum) tecavüz ediyor.

Küçük kız yaşadığı olayı kimseye anlatamıyor. Bir ay sonra ise kuzeninin kendisini diğer kuzeni ile motora bindirip ormanlık alana götürüp tekrar tecavüz ettiğini açıklıyor.

Bu iğrençliği gerçekleştiren Ertuğrul Kutlubay'ın yargılaması tamamlandı. Mahkeme sonucunda hapis cezası aldı.

Sonuçta…

Küçük bir kızın hayatı mahvoldu.

Nadiri tarikatının kurucusunun torunu ve torunun oğlu “cinsel istismar” ve “hürriyetten yoksun bırakma” suçlarından ceza aldılar, şu anda cezaevindeler.


İkisi de tecavüzden cezaevinde şimdi.

Hala bu tarikat bataklığını savunan varsa bu olayların son olmayacağını anlaması için daha kaç çocuğun hayatının mahvolması gerekiyor.

Tekrar ediyorum.

Tarikatlar ya kapatılmalı ya da çok ağır bir denetime sokulmalı. Bu hem toplumun hem de devletin güvenliği için bir zorunluluk…

Murat Ağırel - Yeniçağ

Editör: Kerim Öztürk