Milletvekili listeleri açıklandı.

Türk milliyetçileri açısından çok önemli gördüğüm iki hususu kulis bilgileri ışığında değerlendirmeye çalışacağım.

CHP bu seçimlerde anayasamızın ilk dört maddesini tartışmaya açan ve anayasamızdaki “Türk vatandaşı” ifadelerini değiştirmeyi siyasi hedefi olarak ifade eden parti ve unsurlara maalesef “nikahsız” taşıyıcı annelik yapıyor.

“Nikahsız” ifadem CHP’nin gerçek mensuplarının ve ideolojik konumlanmasının dışında yani gerçek sahiplerinin fikirlerinin aksine yaptığı tercihi işaret etmek içindir.

AKP’nin benzer fikir ve iddialara önceden de yatkın siyasi çizginin sahibi birçok vekil ve yöneticisinin bulunduğunu zaten biliyoruz. HÜDAPAR ile de yaptığı iş birliğiyle bu çizgisinin işaretlerini bir şekilde teyid ediyor.

Bu durumda ABD ve AB, anlaşalım diye elini AKP’ye yeni anayasa şartı ile uzattığı anda; AKP, yeni Meclis’te yeni çözüm sürecini eskiye göre daha geniş bir siyasi yelpazede gerçekleştirme imkânına sahip olacaktır.

Bunun tersi de doğrudur. CHP iktidar olursa yani Kılıçdaroğlu C. başkanı seçilirse yeni çözüm sürecini Meclis’te gündeme engelsiz getirebilecektir.

Bu bir iddia değildir. 6’lı masanın Hükümet protokolünde bu husus ayrıntılı olarak yazılmıştır.

Yeni Meclis’te DEVA, HÜDAPAR ve HDP alenen ve yüksek sesle bu ayrılıkçı talepleri zaten gündeme getirecektir.

DEVA üzerinden ABD-FETÖ çizgisinde ince bir operasyonunun net işaretlerini görüyoruz.

Babacan DEVA ile CHP listelerinde 13 kesin vekillik hedefi ile kendine yer bulurken ikinci hamlesini Meclis açıldıktan sonra en uygun zamanda ve fırsatta 20 vekille grup kurmak üzere yapacaktır.

Eksik vekillerini CHP listelerine yerleştirilen GP’den ve İYİ Parti listelerinde yer alan FETÖ iltisaklı isimlerden tamamlayacaktır.

Hiç şüpheniz olmasın.

DEVA bu operasyondaki sinsi ve gizli planını bugüne kadar saklamayı başardı.

Listeler açıklanınca da sakladığı bu kirli ve sinsi planı ortaya çıktı.

Ramiz Ongun, DEVA’nın kurucu listesinde yer alan Türk milliyetçisi ve ülkücü kanaat önderlerinin en önemli ismi idi.

Partinin merkez yürütmesinde görev aldı. Adana başta olmak üzere Türkiye’nin birçok vilayetinde teşkilatlanma çalışmalarına ve partinin istişare toplantılarına katıldı. DEVA’nın milletvekili adaylarını belirlemek için kurulan seçici kurulunda yer aldı. Anadolu’da sayısız parti gezilerine katıldı.

DEVA’ya ve Babacan’a milliyetçiler arasında sempati ve meşruiyet kazandırmaya çalışan pozisyonu ile gidilen birçok ilde hep önde tutuldu.

Babaca’nın askında sinsi planının ve taktik yaklaşımının kirli yüzü listelerin kesinleştiği son günün gecesi ortaya çıktı.

Adana CHP listesinde DEVA kontenjanından birinci sırasında yer alan Ramiz Ongun Bey gece Babacan tarafından aranıyor.

“Ramiz Bey seni çok seviyoruz. Değerli katkıların için müteşekkiriz. Özür dilerim liste konusunda çok sıkışık durumdayız. Maalesef sizi listeye koyamıyoruz…”

Ve sabah YSK’ye verilen DEVA listesinde Ramiz Ongun Bey yer almıyor.

Babacan’ın Abdullah Gül ile üç defa görüştürerek parti kurucusu olmaya ikna ettiği Ramiz Bey’e CHP’ye verilen 24 isim arasında yer verilmeyerek kendisi liste dışına çıkarılıyor.

Babacan’a bu kararı aldıran güç kim?

Sadullah Ergin bu kararın neresinde?

Sn. Ramiz Ongun, DEVA’nın Meclise girecek 13 milletvekili arasında niçin istenmedi?

Çünkü DEVA diğer partilerden eksiğini tamamlayarak grup kurduktan sonra HDP ile anayasanın ilk dört maddesini değiştirmeyi isteyen ve Türk vatandaşı ifadesini tartışmaya açacak ve Meclis’te grubu olan ikinci parti olacaktı.

Ramiz Bey ise fikri duruşu ve ideolojik muktesebatı ile bu tekliflerin yanında olmayı bırakın karşısında olacağı da açık olan bir siyasi kimliğe sahiptir.

Onun için liste dışı bırakıldı.

*

Gelelim CHP listesinden adaylık hazırlığı içinde olan, dosya veren ve dosya hazırlayarak görüşmeler yapan ve listelerde seçilecek uygun sıra beklentisi içinde olan Ülküdaşlarımızın niçin CHP listelerinde hiç yer bulamamasına.

Kulisler bu arkadaşlarımızın önünü kesen iki engeli fısıldadı. En önemli engel İYİ Parti’nin CHP ile protokol çalışmaları öncesi koyduğu ilk şartmış.

İYİ Parti’nin ısrarlı bir şekilde CHP listelerinden kendi oylarını ve tabanlarını bölecek ülkücü önderlerin ve abilerin CHP’den listeye konulmaması talebi olduğu ifade ediliyor.

İYİ Partideki ülkücü geçmişe sahip eski abiler kendilerine Meclis’te CHP’de de olsa ortak istemiyor. Ne olur ne olmaz. Herhalde kritik bir oylamada İYİ Partiye geçerler de partilerindeki ülkücüleri temsil (!) ağırlığını kaybederler diye düşünmüşler.

Bilginin kaynağı kesin. Esasen parti menfaatleri açısından normal bir siyasi talep. İYİ Parti kendi listelerinde milliyetçilere yer veren bir parti olarak CHP ile milliyetçi oy potansiyeli üzerinden bir çatışma alanı istemiyor.

Mesela Ankara’da 1, 2 ve 3. bölgede CHP’nin ülkücü abileri listeye koyduğunu bir düşünün.

Epey kavga çıkar değil mi?

İkinci fısıltı CHP içinden.

Özgür Özel çok şiddetli olarak milliyetçi-ülkücü kimliği olan adaylara karşı çıkmış.

1980 öncesi olaylarda öldürülen CHP’li Ecz. Neşe Gülersoy’un ideolojik hatıraları ile büyüyen ve bu ismi fırsat buldukça ifade eden Özgür Özel davasına sahip çıkmış ve onun gözünde o günlerde karşı safta olanların izinden yürüyenlerle yan yana gelmek istememiş. Bayağı cesur ve kendi davası adına takdir edilecek bir dik duruş göstermiş (!) esasen hemşehrim.

Bu iki olay biz Türk milliyetçilerine ders niteliğinde çok önemli hatırlatmalarda bulunuyor.

Bizleri, Türk milliyetçiliğinin hasımları ve düşmanları olarak kendimizden çok daha iyi tanıyor ve asla yumuşamıyorlar.

Bizlerin bazen konjonktür gereği yaptığı siyasi empati ya da gevşekliğe asla inanmıyorlar, zamanı ve günü gelince de intikam almaktan ve ezmekten asla geri durmuyorlar.

Bu iki olay üzerine, her iki ittifaka destek olmak uğruna birbirinin boğazına sarılan Türk milliyetçileri bir kez daha düşünmeli.

Hâlâ uyduruk ve algıyla yönetilen propagandalara bakarak CHP-DEVA-GP üzerinden FETÖ’nün siyasi elini güçlendirmeye katkı verecekler mi?

İYİ Partiden FETÖ iltisaklı olduğu bas bas bağırılarak ilan edilen isimlerin olduğu listelere oyları ile destek olacaklar mı?

CHP ve İYİ Partiyi yazıyorum da niçin AKP’yi yazmıyorum?

Çünkü hiçbir ülkücünün ve Türk milliyetçisinin AKP’ye vekil çıkarmak için oy verebileceğini tahmin edemiyorum.

DEVA yeni Meclis’in en münafık Truva atı partisidir.

Ve artık CHP’nin nikahsız anneliği sayesinde Meclis’te HDP’den sonra Meclis grubuna sahip ve açıktan Türk düşmanlığı yapacak emperyal bir siyasi fitne partisinin adı bundan sonra DEVA olacaktır.

CHP’ye bu hedefler için baskıyı sizce hangi güç yapmıştır? Sakın 50+1 sebebiyle oy için falan demeyin. 13 sandalye karşılığı en az oy % 7-8 oy oranı demek.

Hangi ankette DEVA bu güce sahip çıktı?

Kılıçdaroğlu ile ülkenin düze çakacağına inanan ve güvenen milliyetçiler tezgahın farkına ne zaman varacaksınız?

Gelin 18’li yaşlarda gururla ve inançla savunduğumuz gibi;

Ne Amerika ne Rusya ne Çin; her şey Türk tarafından Türk’e göre Türk için dediğimiz gibi..

Ne Kılıçdaroğlu ne Erdoğan diyelim!

İnanın, göreceksiniz çok rahatlayacak ve başınızı yastığa çok rahat koyacaksınız!

Ve de ayrıca gelecek siyasi iklimde Türk milliyetçilerinin birliğinin gücünü ortaya çıkartmış olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşayacaksınız!

Hakkı Şafak SES

NOT: (Özcan Pehlivanoğlu’nun facebook’undan alınmıştır)

Editör: Kerim Öztürk