MHP'DE KURULTAY TARTIŞMALARINA IŞIK TUTACAK EMSAL KARARLAR...

Rubil GÖKDEMİR

MHP'de olağanüstü kurultay talepleri gündeme düştüğünde ve bu talepler genel merkez tarafından kabul edilmeyince, "muhalif" diye adlandırılan muhtemel genel başkan adayları, zorunlu olarak çareyi sulh hukuk mahkemesine başvurmakta gördüler. Topladıkları 548 imza ile birlikte mahkemeden, olağanüstü tüzük kurultayını toplamak üzere "çağrı heyeti" teşkil edilmesi ve bu heyete yetki verilmesi talep edildi.

Ankara 12.Sulh Hukuk Mahkemesi'ne dava açılmasıyla birlikte ortalık birbirine karıştı. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görev ve yetkisinden başlamak üzere, uygulanacak kanunlar ve yargı yolu bile tartışma konusu yapıldı.

Bir siyasi partinin kurultayını toplayıp toplamayacağına Anayasa Mahkemesi dururken sulh hukuk mahkemesi nasıl müdahale eder, Dernekler Kanunu ve Türk Medeni Kanunu hükümleri böyle bir uyuşmazlıkta nasıl uygulanır, bu yargı eliyle partilerin iç işlerine karışmaktır türünden hiç de hukuki olmayan itirazlar yüksek sesle dile getirildi.

Özetle; yukarıdaki itirazların hiç birisinin hukuki olmadığını belirterek yazımızın konusuna geçelim:

Yıl 1996 Demokrat Parti üst kurul delegeleri yeterli sayıda imza toplayarak, genel merkezlerinden olağanüstü kurultay talebinde bulunurlar. Talep MHP örneğinde olduğu gibi kabul edilmeyince, Ankara 14.Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 1996/1254 E.sayılı dava açılır. Açılan davada talep olarak, Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu ve diğer kanunlara göre kabul edilmeyen olağanüstü kurultayın oluşturulacak ÇAĞRI HEYETİ marifetiyle toplanmasına karar verilmesi istenir.

Talepleri inceleyen Ankara 14.Sulh Hukuk Mahkemesi 6.3.1997 tarih ve 1997/212 K. no'lu ilamı ile usul ve yasaya uygun taleplerin tamamını kabul eder ve iki kişilik ÇAĞRI HEYETİ belirler. Hatta bu karar incelendiğinde Demokrat Parti tüzüğünde olağanüstü kurultayda genel başkan seçimi yapılamaz yönündeki hükme rağmen, mahkeme bu konuda da ÇAĞRI HEYETİ'NE yetki verir.

Demokrat Parti Genel Merkezi; olağanüstü kurultay gündeminde bulunan genel başkan seçimi konusundaki itirazlarını hem Sulh hukuk mahkemesi, hem de tedbir talepli bir dava ile Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne götürür. Bu itirazları 1997/248 E. sayılı dosyada inceleyen 13.Asliye Hukuk Mahkemesi, 16.6.1997 tarihli ara kararıyla Demokrat Parti tüzüğünde değişiklik yapılmadan genel başkan seçimi yapılamayacağını, bu hususun mahkeme kararıyla belirlenen KURULTAY GÜNDEMİNDEN çıkarılmasına tedbiren karar verir.

BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ... BİZ OLALIM; BİR OLALIM. "MODERN VE GELENEĞİN ARASINDAKİ GERİLİMDEN," ANCAK BU YOLLA KURTULURUZ...

Yazımızda esas ve karar numaraları verilen her iki mahkeme kararı da Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olup, bugün MHP için geçerli olan hukuki tartışmalara bire bir "emsal" olacak niteliktedir. Olayın mahiyeti ve taleplerin aynı olduğuna özellikle vurgu yapmak isterim.

Anılan kararlar üzerine hukuken görev ve yetkiye kavuşmuş bulunan ÇAĞRI HEYETİ; Demokrat Parti'nin olağanüstü kurultayı için mahkemece verilen görevleri 12.07.1997 tarihinde yerine getirir ve kurultayın yapılmasını sağlar.Yapılan kurultayda genel başkan seçimi hariç olmak üzere, mahkemece belirlenmiş gündemde bulunan bütün hususlar üst kurul delegeleri tarafından oylanarak karara bağlanır.

Daha önceki yazılarımda hukuki görüşlerimi ifade etmem sebebiyle; hukukçu kimliğimin sorgulanması da dahil olmak üzere, "algı operasyonu" yapmakla suçlanmış olmaktan dolayı muhataplarıma üzüntülerimi ifade etmek isterim.

Konuya meraklı ve referans olarak başvurulan ceza hukukçuları da(!) dahil olmak üzere, yazdıklarımın doğruluğunun meslektaşlarım tarafından teyit edilebilmesi için muhtevasında mahkeme kararlarının da bulunduğu çağrı yazısını ekte sunmaktayım.

Yukarıdaki tartışmalar ve ortaya koyduğum mahkeme kararları ışığında bu hafta açıklanması beklenen YARGITAY 18.HUKUK DAİRESİ'nin kararının da, emsal kararlar göz önünde bulundurularak "onama" yönünde olacağını, bu durumda 15 MAYIS tarihinde MHP olağanüstü kurultayının yapılacağını belirtmemi kimse siyasi temennim olarak veya "algı operasyonu" olarak değerlendiremez herhalde ?

Bugün geçerli kanunlara göre, hukukun söylediğini yorumlamak dışında şahsi ve "indi" bir değerlendirmede bulunmuyorum. Bu açık hukuki durum karşısında Yargıtay'da yerleşmiş içtihatlar dışında başka türlü karar veremez zaten.

Hukuk içinde ve demokratik usullere uyularak MHP'de yapılacak KURULTAY'ın siyasal kültürümüze zenginlik getireceği, diğer partiler için de örnek bir model olacağı inanç ve kanaatiyle, ülkücü kardeşlerimi serinkanlı davranmaya, kardeşlik hukukunu zedeleyecek davranış ve beyanlardan kaçınmaya davet ediyorum.

Bu KURULTAY vesileyle ve Türk Milliyetçileri olarak milletimizin itimadını kazanacak olgunlukta bir süreci yaşamak temennisiyle, Allah'a emanet olunuz.


Editör: TE Bilisim