Sahip olduğumuz maddi ve manevi şeylerin sebepsiz ve fütursuzca yok edilmesi atılması olayıdır savurganlık ya da israf.

İsraf günümüz teknolojisinde artık son safhalara kadar geldi. Özellikle ülkemizde bilinçsizce yada bilinçli şekilde yapılan her türlü israf içimizi her geçen gün daha da acıtmakta ve vicdanımızı sızlatmaktadır.

Özellikle ekmeklerin bayatlatılıp atılması,yemek artıkları, suların gereksizce israfı, gereksiz kıyafet israfı, lüks israfı ve pek çok içimizi dağlayan israf çeşidi…

Yeryüzünde ve ülkemizde bu kadar çok aç ve yoksul insan varken bu kadar tüketim toplumunda bu kadar israfın olması aslında hiçte yadırganacak bir durum değil..

Ama ne var ki bu vicdan bu kadar düşüncesizliğe el vermiyor.Atılan her ekmek ,atılan her yemek,atılan her nimet bir yoksulu ya da bir sokak hayvanının karnını doyurmaz mı?Neden esirgeniyor bu?Atılan her kıyafet her ayakkabı yoksul bir çocuğun üzerine yakışmaz mı?

Nedir bu doyumsuzluk,hep bana hep bana,istifçilik değil mi bu? Paylaşımcılık bilinci ve hazzı nerede? Göz de doymuyor mide de…İnsanlık vasfı bu mu?

Marketlerden sanki kıtlığa ya da  savaşa girercesine yapılan alışverişlerin sonucu, alınan ürünlerin yarısının çöpe gitmesiyle nihayete eriyor..Tüketebileceğini al,neden bu kadar doyumsuz ve nefis arsızı bu insanlar?Ya da aldın neden atıyorsun paylaş ta bir parça iyiliğin dokunsun..

Ülkemizde her gün hemen hemen üretilen ekmeğin on iki milyonu çöpe atılıyor. Restoranlarda artık yemeklerin haddi hesabı yok..Neden çöp yerine yoksullara veya barınaklarda ya da sokaklardaki aç hayvanlara reva görülmüyor bu gıdalar?Bencilce bir düşünce..Ben yemediysem kalsa bile kimse yemesin mantığı…

Günümüz insanları artık gönle giden yolun değil doyumsuz mideye giden yolun yolcusu olmuşlar.Aç gözlü,hırslı ve doyumsuz...

Gönülden şükretmeyen insan savurgan israfçı insandır.Bencildir,paylaşmayı sevmez, egoludur .Dünya yıkılsa umurunda değil.Altta kalanın canı çıksın mantığıyla hareket eder. Kendisine gelen nimetlerin değerini bilmez; bilmez çünkü herşeyi kendisinin elde ettiğini ve kendisine ait olduğunu düşünür.Halbuki içtiği bir damla su bile ona Yaratıcısının bir lutfu ve emanetidir.Bu emanetin değerini bilip şükretmeyen insan tabiki de rahatlıkla bu israfı ve savurganlığı yapar.

Bütün bu gıda,giyim ve madde israfının yanında günümüzde çok büyük bir savurganlık israf var...Gönül israfı..

İnsanlar günümüzde çıkarları ve metacılıkları uğruna pek çok güzel gönüllü insanları rahatlıkla harcayabiliyorlar.  Ne zaman ki dünya hırsları, kendini bilmezlikleri, edepsizlikleri hat safhaya çıkarsa hiç bir insanı gözleri görmez ve kolayca harcayabilirler.

Bu bir dost olabilir,bir arkadaş olabilir,bir eş olabilir hatta ailemizin bir bireyi bile olabilir.

Tevekkül ve takvası olmayan her insan zulmün ,acımasızlığın ve egosunun kurbanı olmuştur zaten.Tek hedefi dünya hayatına sahip olmaktır..Nefsi,hevası,tabiatı çok başkadır.Makam,mevki,mal,para onu iyice şişirmiş ve egosunu zirveye çıkartmıştır..Ama bilmediği tek şey var:Dünya onun gibi nicesini harcamıştır..

Bu bencillik,hava,alaycı tavırlar,nemmamlık yapan,savurganlık gösteren insanlar kendilerini dünyanın efendisi sanarak hedeflerindeki yere gelene kadar pek çok insanı israf edebilir,gönül kırabilir,kul hakkı alabilir ve nihayetinde insanlık vasfından çıkarlar..

Allah'ın kulunu kıran telef eden bu kişiler karşılarında Allah'ı bulur ve nihayetinde yine Allah'ın dan bulurlar..

Bu tür hem maddi hem manevi israf yapan insanların sayısı çok fazla..Temel sebep takvanın gönlünde yer edeceğine,fetvalar üzerinde takılı kalması ve hakikatle değil sebeplerle uğraşmasıdır...

Ancak bu yoğun çirkin gruplar günümüzde ne kadar çoğalsa da elbette ki  cemal yüzlü, tevekkül sahibi,gönül insanları her daim var olacaktır.

''De ki:Pisin çokluğu tuhafına gitse de pis ile temiz denk olmaz.Ey akıl sahipleri Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.'' (Maide Suresi)

Hepimizin mihman olduğu bu dünyanın sonu elbette ki Dar-ı Cemal'e varacaktır..

Edep,haya,iyilik,takva ve gerçek gönül dostu olmak en büyük gayemiz olmalı..

Paylaşmak,her canlıyı ve cansızı  kendimiz için değil Yaratan için sevmek ve Allah'ın en büyük tecellisini baktığımız her şeyde ve her yerde görebilmek ve Agah bir insan olmak için bu yolu kat etmeliyiz...

 

D.SEDEF AKKAYA