onlar ki

başımıza taç,

derdimize ilaçtırlar

vuslatın bahçesinde -gâh helal gâhi haram-

dallarına uzandığımız ağaçtırlar…

onlar ki

susuz topraklarımıza sağanak,

yoksul adaklarımıza sunaktırlar

göçebe hüzünler kuşandığımız gecelerde

düşlerimize sığınaktırlar…

onlar ki

dağımıza duman

ekinimize harmandırlar

ömür tezgahında dokurlar bizi

yünümüzü eğiren kirmandırlar…

onlar ki

ocağımıza eşik,

gün görmemiş umutlarımıza beşiktirler

fukara sofraların yavan lokmalarında

ağzımızı tatlandıran kaşıktırlar…

onlar ki

tohumumuza toprak,

dalımıza yapraktırlar

aşkın harasında dört nala koşan

yeleleri alevden kısraktırlar…

onlar ki

peltek dilimize aksan

kekeme suskunluğumuza lisandırlar

onarmak için eril hoyratlıklarımızı

tanrı katından ihsandırlar…

onlar ki

olmazı olduran Hızır

aşk ile her dem hazırdırlar

meşk ile sunarlar pir dolusunu

gökleri dolduran huzurdurlar…

onlar ki

evlada paye

aşığa gayedirler

isa’ya meryem,

musa’ya asiye’dirler

onlar ki

ahmed’e hümeyra

ali’ye zehra’dırlar

kıyama dururlar kerbela’da

yezid’i susturan naradırlar…

onlar ki

mülkümüze tapu,

üstümüze yapıdırlar

kırk kez bozduğumuz tövbelerde

rahmete açılan kapıdırlar…

onlar ki

alevimizi közleyen kül

ateşimizi körükleyen yeldirler

gönül bağımızda her mevsim

yedi veren güldürler…

onlar ki

esrik hüzünlerin hülyası

suskun tutkuların kızıl boyasıdırlar

yoğururlar bizi aşk teknesinde

hamurumuzun mayasıdırlar…

onlar ki

yaslandığımız dağ

konduğumuz otağdırlar

gök çökse yer yarılsa ne gam

ufkumuzda tuğdurlar…

onlar ki

sürümüzü güden çoban

tarlamızı süren sabandırlar

yuvada uysal güvercin

gökte pençesi kanlı balabandırlar…

onlar ki

ya derdimize derman

ya katlimize fermandırlar

ateşten denizler geçerken

sığındığımız limandırlar…

onlar ki

gönlümüzün tutkusu

ömrümüzün öyküsüdürler

söze ezgi giydirirler

dilimizin türküsüdürler

ki onlar

dünyada nimet

ukbada cennettirler

çoğaltırlar bizi sevgiyle

iki cihanda da memlekettirler...

Talat ÜLKER

Editör: Kerim Öztürk