Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü Dr. Nefi Demirci Hakk'a Yürüdü
*Kurtuluş Savaşında silah ve cephane ile akaryakıt Sovyetlerden tedarik edildi,

*24 Ağustos 1920 günü Bekir Sami Bey Başkanlığında Moskova’ya giden ilk TBMM Heyeti ile Sovyetler arasında imzalanan yardım antlaşması gereğince askeri yardımın deniz yolu ile yapılmasına karar verildi.

*Bölgede bulunan, 5 ton üzeri büyüklükte 28 geminin toplam taşıma kapasitelerinin takriben 7800 ton olmasına karşılık, Sovyetler Birliğinin Batum, Tuapse ve Novorosysky limanları üzerinden, Ağustos 1922’ye kadar 200 irili ufaklı deniz vasıtası ile İnebolu, Trabzon ve Samsun limanlarına 46 ayda toplam 300,000 ton harp malzemesi taşındı ve Kurtuluş Savaşı destanı böyle yazılabildi.

*Alemdar ve Gazal römorkörleri ile Şahin Vapuru, Rusumat-4 Gümrük Motoru ve diğer tekneler Anadolu’nun Karadeniz’deki can damarını oluşturdular. Özellikle I. İnönü savaşında elde edilen askeri başarıdan sonra artarak devam eden Rus lojistik desteği, Kurtuluş Savaşının kaderini belirleyen ana eksen oldu.

*Neden Atatürk, “gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” diyordu sizce?  Kurtuluş Savaşı’nda ikmal teşkilatının başında bulunan Korgeneral Muzaffer Ergüder’in, 1925 yılında bu başarı için sarf ettiği “Kurtuluş Savaşı’nda bir avuç deniz subayımız ve laz takaları olmasaydı, ne İnönü’ler, ne Sakarya ve ne de Dumlupınar ve de dolayısıyla Kurtuluş Savaşı olmazdı” sözlerine ne eklenebilir ki? 

*Cem Karaca ‘’Kavga’’ isimli şarkısında işte bu denizcileri anlatır. (Üç kardeş emaneti aldılar bir dereden/İlyas, Temel, Süreyya kürekler siya siya/Emanet makinalı, tüfekler hoçkis marka..)

*Kuvayı Milliye Destanında Arhavili İsmail gibiler tarafından silah ve mühimmatın Batum’dan getirildiği anlatılmaz mı?
*
Genç ve fakir Cumhuriyetimiz hayatta kalma mücadelesi verirken, ABD ve Batı fabrikalarımızın kapanması için kıçlarını yırtarken beş kuruş para almadan sadece ve sadece kuru üzüm, narenciye,  domates vs. ve tarım ürünleri karşılığında;   

*Türkiye'nin en büyük demir çelik işletmesi İskenderun Demir Çelik'i

*Seydişehir Alüminyum'u

*Oymapınar Barajı'nı,

*Aliağa Petrol Rafinerisi'ni,

*Bandırma sülfürik asit fabrikasını,

*Artvin lif levha fabrikasını,

*Çayırova cam fabrikasını, 

*Türk tekstilinin temeli kabul edilen Nazilli Sümerbank basma fabrikasını, 

*Kayseri Sümerbank bez fabrikasını, 

*Arpaçay barajını,

*Orhaneli termik santralini,

*Ruslar tek kuruş almadan tarım ürünleri karşılığında bize bir nevi hediye etmedi mi ?
Hepsinin parası domatesle salatalıkla portakalla mandalinayla üzümle fındıkla ödenmedi mi?

*Bunların hepsi ATATÜRK vizyonu değil miydi?

Son olarak bir daha tekrarlayalım; 

Konu Putin değil. 
Amerikancı değiliz. 
Rusyacı da değiliz. 
Türkiye Cumhuriyetinin menfaatlerinin peşindeyiz. 

Rusya da bize tarih boyunca sayısız saldırıda bulundu. 
Ancak bugün Rusya komşumuz. 
Karadeniz’de kıyıdaşımız. 
Ekonomik askeri vs birçok ilişkimiz var.
Yarın ABD ve İngiltere çekip gittiğinde biz Rusya ile baş başa kalacağız. Bu savaş bizim savaşımız değil. 

Üstelik Minsk Anlaşmasında Rusya’ya verilen taahhütlerin hiçbiri gerçekleştirilmedi. 
ABD, Nato ve Ukrayna üstünden Rusya’yı taciz ve tehdit ediyor.  

Rusya bunu HAKLI OLARAK kendi beka sorunu olarak görüyor. 
Biz bu işin dışında kalmalıyız.

Nato kendini transforme etti. 
Varşova Paktı gitti işsiz kaldı. Kendine yeni rol arayıp durdu. 

Yıllarca sürdü bunun hazırlığı. Netice olarak; Dünyanın her yerinde ABD’nin ve Birleşik Krallığın çıkarlarını yerine getiren bir  örgüte evirdi kendini.
ABD ve Batı bizi inadına bu işin içine çekmeye çalışacaklardır.

Bize ise Atatürk vizyonunda,  İsmet İnönü ustalığında, Şükrü Saracoğlu, Reşit Galip, Mahmut Esat Bozkurt kararlılığında ve kalibresinde yöneticiler lazım. 

Amacımız Tam bağımsız Türkiyedir.”

Editör: TE Bilisim