Müslümanları vatansız bırakma projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıllarda ailece tatil yaptığı Suriye Devlet Başkanı Beşar'a "Ey Beşar Esad vallahi billahi yaptıklarının hesabını vereceksin." diye sesleniyor.
Kendi ülkesindeki 40 bin kişinin katili olan Öcalan'ı baştacı yapan, onunla pazarlık masasına oturan Recep Tayyip Erdoğan Kızılcahamam'da partisinin düzenlediği toplantıda Beşar Esad'a "Banyas'ta çocukların feryadı arşı inletirken, biz susan dilsiz şeytanlardan olmayacağız. Ey Beşşar Esed, vallahi bunun hesabını vereceksin. Başkalarına gösteremediğin cesareti, ağzında emzik olan kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ama çok ağır ödeyeceksin. O çocukların arşı inleten figanı, inşallah, Rabbimin Müntakim sıfatı mucibince, Kahhar sıfatı mucibince, senin üzerine kutlu bir intikam olarak inecek. Allah izin verirse, bu caninin, bu katilin, dünyada hesaba çekildiğini görecek ve bundan dolayı hamdedeceğiz, şükredeceğiz. Yaşananlar, tahammül sınırlarını zorlar bir hale gelmiştir." şeklinde sesleniyor.
Bu cümlelerle askerimizin, polisimizin, kundaktaki bebeklerimizin katili olan Öcalan'a saldırmıyor, onun saldırdığı ABD ve İsrail ikilisinin bir an önce yıkıp ve yönetimini ele geçirmeye çalıştığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad…
Apo'nun talebi sonucu ve AKP/PKK ikilisinin ortaklaşa belirlediği Akil Adamlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Sözcüsü, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı ile Zaman gazetesi yazarı Cemal Uşşak "Öcalan hakkında hal böyleyken, yıllardan beri süre gelen ve kullandığımız sıfatları kullanmanın bir anlamı yoktur. Bebek katili veya şudur budur gibi" demesi zaten AKP'nin zihniyetini açıkça gösteriyor.
Başbakan Erdoğan'ın "Her türlü eleştiriyi, hakareti, baskıyı, haksızlığı göze almış, sadece akan kanı durdurmaya, sadece gözyaşlarını dindirmeye odaklanmış, samimi insanlar var. O 63 ismin bir masa etrafında toplanması, aynı karede fotoğraf vermesi bile tek başına, başlı başına son derece olumlu, umut verici, birleştirici bir hadisedir." şeklinde övdüğü Akil Adamların "Öcalan serbest bırakılsın, Öcalan'a artık bebek katili denmesin, Öcalan'ın talepleri dikkate alınsın" demesi zaten AKP'nin hangi yolda yürüdüğünü göstermektedir.
Recep Tayyip Erdoğan ABD istedi diye Öcalan'ı "Bebek Katili" statüsünden çıkarıyor, ABD istedi diye Beşar Esad'ı "Bebek Katili" statüsüne sokuyor. Recep Tayyip Erdoğan "Bebek Katili Öcalan'a " yaklaşık 15 yıl önce zaten "Sayın Öcalan" diye hitap eden birisidir. Saygıda ve ilgide bugüne kadar kusuru olmamıştır.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a 2010 tarihinde gerçekleşen referandum zamanında "Biz geldik, Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik, müzakere ettik ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik. Her alanda işbirliğine gittik... Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık." diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değildir.
İsrail'in Şam'ı vurduğu gün "Ey Beşar Esad vallahi billahi yaptıklarının hesabını vereceksin." diye ortaya çıkmak "Yahudi Cesaret Ödülü'nün" hakkını vermektir. AKP'nin, ABD/İsrail hizmetkârlığı çok net ortadadır.
AKP, Türkiye'nin başına İran ve Suriye üzerinden gelecek bir bela hazırlamaktadır. Herşey ABD/İsrail ikilisinin bölgesel hedefleri ve menfaatleri için şekillenmektedir.
Kendisi ülkesine her türlü acıyı yaşatan Bebek katillerini baş tacı yapan AKP, başka ülkelerde, başkalarının hesabı için Türkiye'nin gücünü harcamaktadır.
Siyonizmin kurucu ve fikir babası Theodor Herzl'in mezarında diz çöken, Haçlı Seferlerini öven birinden beklenen bunlardı. ABD ve İsrail bunlarla ne kadar gurur duysa azdır. Dünyanın hiçbir yerinde AKP ve Recep Tayyip Erdoğan kadar kendilerine sadakatle bağlı kalacak kurum ve kişi bulamazlar.
Ne mutlu ABD ve İsrail ikilisine…

YILDIRAY ÇİÇEK