Bu sabah üzücü bir haberle güne başladım. Birlikte mücadele ettiğimiz, yol ve dava büyüğüm İsrafil Çelik'in (1949-2022) ölüm haberini aldım.

Ben bir prensip üzerine vefat ve taziye haberleri ile sizleri meşgul etmiyorum. Nasıl olsa bir yerlerden haber sizlere ulaşıyor. Ancak bazen gidenin ardından yazarak duygu ve düşüncelerimi paylaşmak zorunda hissediyorum... Bu Turan Yazgan, Necdet Sevinç, İbrahim Metin gibi insanlarda böyle oldu. Şimdi de İsrafil Ağbinin arkasından bir şeyler yazmak istedim.

İsrafil Ağbi ile en son yüzyüze görüşmemiz geçtiğimiz yılın Ağustos ayının başında Ankara'da oldu. Yanında eski milletvekili ağbimiz Sadık Avundukoğlu'da vardı. Konu her zaman olduğu gibi memleket meseleleri idi.

Ben İzmir ve İstanbul'da yaşadığım için düzenli olarak sık sık telefonla görüşürdük. En son Şubat ayında Ankara'ya gel dediğinde karlı buzlu havada yollara düşmüş ben gideceğimiz yere gitmeme rağmen o hastalığı sebebiyle görüşmeye gelememişti.

Ağır bir hastalık geçirmesine rağmen Türklük ve Türkiye için mücadelesinden vazgeçmiyordu. Gerçi bütün ömrü boyunca aynı ideal uğruna mücadele edip durmuştu.

Onu tanıyanlar yaptıklarını biliyorlar onun için tekrar etmeye gerek yok. Birlikte yapmaya çalıştığımız son şey ise 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkesini seven, Türk Milletine mensubiyetten gurur duyan, şuurlu ve bilgili bir Türk'ü bağımsız da olsa aday edip seçtirtmekti... Bu uğurda hasta olsa bile çok şey yapmaktan geri durmadı.

Sosyoloji dünyasının acı kaybı: Orhan Türkdoğan Hakk'a yürüdü Sosyoloji dünyasının acı kaybı: Orhan Türkdoğan Hakk'a yürüdü

Birlikte aynı bölgeden milletvekili adayı olduk. İsrafil Çelik Erzurumlu idi. Erzurumlular onu sever ve sayardı ama gereken desteği vermediler diye düşünüyorum. Keşke yaşarken başta hemşerileri olmak üzere Türk Milleti tarafından değeri bilinseydi.

O yazdı çizdi ve durmadan çalıştı. Türk Aydınlar Vakfı'nın uzun yıllar başkanlığını yaptı. Halen de, onursal başkanlığını yürütüyordu. Vel hasıl kıymeti bilinmedi!

Bana "seni çok seviyor ve değer veriyorum" derdi. Bende "neden ağbi?" diye sorduğumda"hissederek yaşıyor, yazıyor ve konuşuyorsun. Çünkü vatanını, evini, tarlanı, malvarlığını kaybetmişsin... Düşman işgali görmüşsün... Biz de Erzurum'da Rus işgalini gördük. Onun için seni anlıyor ve değerli buluyorum... Düşman işgali görmemiş olan seni beni anlamaz, senin benim gibi hissetmez" diye cevap verirdi... Bu cevap benim için her zaman bir onur kaynağı oldu... İşte böyle bir ağbi kardeş ilişkimiz vardı...

İnşallah son projemiz olan Türk Milletinden birini 2023'te Cumhurbaşkanı seçtirtmeyi ve seçmeyi başarırız. O da bundan ziyadesiyle mutlu olur...

İsrafil Çelik, nev-i şahsına münhasır olarak kaybettiğimiz son dostumuz... Sayıları gittikçe azalıyor. Onu da yarın Ankara'da öğle namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığından ebedî âleme uğurlayacağız... Menzili mübarek olsun, Allah rahmet eylesin... Fatihalarınız ömrünü Türk Milletini düşünerek yaşamış olan ülkemin yiğit dadaşı İsrafil Çelik'ten eksik olmasın....

Güle güle yiğit adam arkanda nöbete devam ediyoruz. Gözün arkada kalmasın!

Özcan PEHLİVANOĞLU
06 Temmuz 2022 / İzmir

Editör: Kerim Öztürk