Kimlik tartışmasını etnik kimlik üzerinden yapmak, buna zemin hazırlamak, bunu hak ve özgürlük talebi diye sunmak, en büyük ırkçılık, ayrımcılık değil midir?

Etnik kimlik vurgulu kardeşlik edebiyatı, sinsi bir bölücülük izleri taşıyan, milli kimlik operasyonu; psikolojik zemin ihdas etmek değil midir?

Hepimiz, Kürt, Arnavut, Bosnak, Arap, Laz ve Türk kardeşiz.

Bu cümleler kardeşlik beyanı ifade eden, aslında ayrıştıran, karıştıran sinsi fitne bölücülük tohumları serpiştiren ifadelerdir. Kimlik tanımı hiç bir ülkede etnik tanımlama üzerinden yapılmaz. Türk kimliği kıblesi Kabe olan herkesin ortak aidatıdır. Türk kimliği bu esasa göre oluşturulmuştur. Mübadelede Hristiyan Türkler Yunanistan’a gitti ama Müslümanım diyen ahali Türkiye’de kaldı.

Bu kadar kesin olan gerçeklerden habersiz, şuursuz, bilgisiz veya kasıtlı bir tartışma toplumsal barışın temellerine dinamit yerleştiriyor.

PKK 1984 hedefleri birer birer hayata geçiriliyor. Bu tartışmalar kuruluş sürecini tamamlayamayan sömürgelikten yeni kurtulan ülkelerde küresel yeni bir kirli tuzaktı.

Ülkemizde PKK’nın kanlı kalkışmasıyla ortaya çıkan, etnik Kürtçülük dayatması dışında, her hangi bir etnik kimlik dillendirmesi ve talebi var mıdır?

Bu talep sosyolojik gerçeklerle uygun değil tamamen sunidir. Yeni etnik fitne oyunlarına emsal olacak en büyük etnik fitne tezgahıdır.

Bu talepler kan gözyaşı ve kaosla ülkeyi yeni çıkmazlara sürükler. Neden İngiliz’e, Alman’a, Fransız’a veya Afrikalı yamyamlara dayatılmayan kimlik operasyonu Türk milletine dayatılıyor?

"Ne mutlu Türküm diyene" ifadesini Güney Doğu’dan silen PKK, boşalan dağlara Öcalan yazıyor.

Bulduğunuz esrarengiz çözüm bu mudur?

Şimdi Dilipak.. Şimdi Dilipak..

Dünün militarist, darbeci irtica adı altında dindara saldıran koro, bugün PKK ağzıyla Türk kimliğine saldırmaktadır.

Bu etnik Kürtçü ırkçılığın temsilcisi komünist Öcalan mıdır?

Sabri ŞENEL - Ümraniye/İstanbul

Editör: Kerim Öztürk