➤ Türkiye'ye satılması planlanan ürünlerin listesi ve miktarları şu şekilde:

• 40 adet Yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı
• 79 adet F-16 Blok 70 modernizasyon kiti
• 48 adet F110-GE-129D motoru
• 149 adet AN/APG-83 AESA radarı
• 16 adet AN/AAQ-33 Sniper Gelişmiş Hedefleme Podu
• 952 adet AMRAAM AIM-120C-8 hava-hava füzesi
• 864 adet GBU-39/B bombası
• 96 adet AGM-88B Yüksek Hızlı Anti-Radyasyon Füzesi (HARM)
• 96 adet AGM-88E Gelişmiş Anti-Radyasyon Güdümlü Füze (AARGM)
• 401 adet AIM-9X Blok II Sidewinder füzeleri
• 12 adet MK82 Genel Maksat Bombası
• 1437 adet JDAM
• IRST podları: Belirtilmemiş adet

Türkiye'nin ABD'den almayı planladığı F-16'lar ve ilgili donanımlar için tahmini toplam maliyeti: 23 milyar dolar (Yaklaşık)

➤ Raporda bu ürünlerin Türk Ordusu'na yapacağı etkenle ilgili şu noktalara yer veriliyor:

• ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışının, Türk Hava Kuvvetleri'nin savaş uçağı filosunu modernize ederek ve hizmet ömrünü uzatarak NATO ile olan uyumluluğunu sürdürmesine yardımcı olacağı,

• F-16V modeli, tam ölçekli üretim veya yükseltme kiti olarak ihraç edilebileceği, Bu model, potansiyel düşman uçaklarını hedefleme yeteneği ve güvenilirliği artıran sistem entegrasyonu iyileştirmeleri sunacağı yer alıyor.

➤ Raporda bu konu özelindeki önemli diğer nokta ise, F-16'ların teslimatı, anlaşmaya varılması durumunda üretim sırasındaki olası gecikmeler ve Türkiye'nin olası diğer alternatifleri: (Rapordan önemli kısımları direkt çevirerek paylaşıyorum)

• Lockheed Martin'in Güney Karolina'daki Greenville tesisindeki mevcut F-16 üretim oranı ayda dört uçak olup, alıcıların artmasıyla bu oranın artırılması planlanıyor.

• Diğer ülkeler de yeni veya yükseltilmiş F-16V'ler almakta veya almayı düşünmekte olup, bu durum üretim sırasında birikimlere yol açabilir. Mevcut üretim hızlarına göre, Türkiye'nin yeni F-16V'leri alması üç yıl veya daha fazla sürebilir.

● Türkiye ayrıca BAE Systems, Rolls-Royce ve/veya General Electric gibi şirketlerle ortaklık kurarak yerli beşinci nesil bir savaş uçağı teknolojisi geliştirmeye çalışmaktadır.

● Bu program, Milli Muharip Uçak (MMU) veya TF-X olarak adlandırılmaktadır, ancak Türk Hava Kuvvetleri'nin bu uçağı düzenli operasyonlarına entegre etmesi 2030'ların başları veya daha sonrasını bulabilir.

➤ Raporda, Türkiye'nin alternatifleri ve satış konusunda izlenecek yol detaylı şekilde anlatılmış. Raporda yer alan en önemli noktalardan bir diğeri ise ABD'nin Türkiye'ye bu sistemleri sattıktan sonrası ve satış süresindeki olası ABD'ye (Dış politikasına) karşı Türkiye tarafından oluşabilecek tehditler.

Rapordaki önemli her başlığı sizler için özetledim. Burada her senaryoya karşı hem ABD'nin hem de Türkiye'nin atabileceği adımlar tek tek belirtilmiş. Aslında ABD adına çok iyi bir rapor hazırlanmış.

• İsveç ve Finlandiya'nın NATO Üyeliği: Bazı Kongre üyeleri, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılım sürecini desteklemesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bazı senatörler, Türkiye'nin bu konudaki gecikmesinin Rusya'ya karşı ittifak birliğini tehdit ettiğini ve F-16 satışını sadece Türkiye'nin her iki ülkenin NATO'ya katılımını onaylaması durumunda destekleyeceklerini ifade etmişlerdir.

• İnsan Hakları ve Demokrasi Kaygıları: Bazı Kongre üyeleri, Türkiye'nin insan hakları kayıtları ve demokratik normlara olan saygısını sorgulamışlar ve bu konuda iyileşme görülmeden satışın onaylanmaması gerektiğini vurgulamışlardır.

• Yunanistan ile Hava Sahası Gerilimleri: Temmuz 2022'de ABD Temsilciler Meclisi, F-16 ile ilgili transferlerin Yunanistan'ın hava sahasına yönelik "tekrarlanan izinsiz uçuşları" önlemek için atılan ABD adımlarını içeren bir başkanlık sertifikasyonuna bağlı olmasını öneren bir hükümle FY2023 NDAA'yı geçirmiştir.

• Rusya-Ukrayna Savaşı ve Türkiye'nin Rusya ile İlişkileri: Türkiye'nin Rusya ile bazı konulardaki iş birliği ABD-Türkiye ilişkileri için zorluklar yaratmış, ancak Türkiye'nin Ukrayna'nın savunmasını desteklemesi bu zorlukları kısmen gidermiştir. Yine de, Türkiye'nin Rusya ile ekonomik ve enerji iş birliği politikaları ABD'nin endişelerini artırmıştır.

● Alternatif Savaş Uçakları: Türkiye'nin F-16'ları yükseltememesi durumunda Batı Avrupa alternatiflerini kullanmayı düşünebileceği belirtilmiştir. Örneğin, Türkiye'nin Eurofighter Typhoonları alternatif olarak düşündüğü rapor edilmiştir.

● ABD-Türkiye Savunma İşbirliğinin Devamı: F-16'ların satışı ve yükseltilmesi, ABD-Türkiye savunma işbirliğinin önemli bir parçasını koruyabilir. Bu, Türkiye'nin ABD'ye olan bağımlılığını uzun vadede devam ettirebilir ve Türkiye'yi Rus veya Çin alternatiflerini takip etmekten caydırabilir.

● Güvenlik ve Demokratik Değerlerin Değerlendirilmesi: Türkiye'nin jeopolitik önemi, ABD'nin bölgedeki kritik çıkarlarını ilerletme açısından önemlidir. Ancak, Türkiye'nin artan otoriterliği ve demokratik kurumlarını güçlendirmedeki eksiklikleri, bazı Kongre üyelerinin endişelerini artırmıştır.

● Türkiye'nin Diğer Savaş Uçağı Seçenekleri: Türkiye, F-16'ların satılmaması durumunda, Rusya veya Çin gibi diğer ülkelerden savaş uçağı satın almayı düşünebilir. Bu, NATO ile uyumluluğunu sürdürme önceliğiyle çelişir

➤ Şimdi ise en can alıcı nokta olan 'Eğer Türkiye, ABD'nin çıkarına göre hareket etmezse, o zaman ABD hangi yaptırımları uygulayabilir? Veya ABD, hangi durumlarda Türkiye'ye bu satışa devam etmeyebilir?" Bununla ilgili raporda yer alan noktaları madde madde paylaşıyorum:

• Anlaşma Şartları: ABD, silah satış anlaşmalarında genellikle alıcı ülkenin belirli şartları yerine getirmesini talep eder. Bu şartlar, silahların kullanımı, bölgesel güvenlik, insan hakları ve demokrasi standartları gibi konuları içerebilir.

• Satışın Askıya Alınması veya İptali: ABD, anlaşma şartlarının ihlal edildiğini tespit ettiğinde, silah satışını askıya alabilir veya iptal edebilir. Bu, özellikle uluslararası ilişkilerde önemli bir etki yaratabilir.

• Yaptırımlar: ABD, belirli ülkelerin veya bireylerin davranışlarını değiştirmek için ekonomik yaptırımlar veya diğer cezai önlemler uygulayabilir. Bu yaptırımlar, finansal kısıtlamalar, ticaret yasakları ve seyahat kısıtlamaları içerebilir.

● Diplomatik Baskı: ABD, uluslararası platformlarda ve ikili ilişkilerde diplomatik baskı yoluyla bir ülkenin politikalarını etkilemeye çalışabilir.

● Kongre'nin Rolü: ABD Kongresi, silah satışlarına onay verme veya bu satışları engelleme yetkisine sahiptir. Kongre, silah satışlarını durdurma veya şartları değiştirme kararları alabilir.

Türk’süz Atatürkçülük ve Atatürk’süz Türkçülük Türk’süz Atatürkçülük ve Atatürk’süz Türkçülük

Raporla ilgili çıkarttığım önemli noktalar bunlar. Şimdi ise bu raporla ilgili biraz konuşalım.

Öncelikle bu, ABD adına mükemmel hazırlanmış bir rapor. Rapor içeriğinde her senaryodan bahsedilmiş. Olası tehditlerin neler olduğunu ve bunlara karşı nasıl tepki vereceklerini aşama aşama anlatıyorlar. Türkiye'de bu şekilde bir rapor hazırlandı mı? Bir yol haritası çıkarıldı mı? Veya bu yapıldıysa kime sunuldu? TBMM'de kimlerin bilgisi var? Kimse bilmiyor. En önemlisi halk bilmiyor. Ön bilgi bile verilmedi. 

Türkiye, PKK'ya çok açık şekilde destek veren İsveç'i herhangi bir bilgiyi halkla, diğer siyasi partilerle tam anlamıyla istişare etmeden kabul etti ve şu an Türkiye tam onay vermiş oldu. Bunu neden yaptılar? Bunun ilerleyen yıllarda etkisi ne olacak? Hiçbir vatandaş bilgi sahibi değil.

Emin olun 'EVET' oyu veren AK Partili ve CHP'liler de bunun farkında değil. Bu rapordan çoğunun haberi ve bilgisi yok. Devletin dış politikası bir karar aldık ve oldu demekle olmaz. ABD, Türkiye'nin çıkarına çok ters ve tehlikeli adımlar atıyor çünkü ilerleyen yıllarda Türkiye'nin güçlenmesi durumunda bunun kendileri adına zararlı olabileceğini düşünüyorlar.

İsveç, PKK konusunda "sıkı" terör yasaları getirdi ancak bunu ne aşamada uygulayacak? Türkiye, Suriye ve Irak'ta operasyon yaparsa İsveç'in tutumu ne olacak? PKK'ya silah satarsa karşılığı ne olacak? vb.

ABD, Türkiye'nin ne çok güçlü ne de çok güçsüz olması istiyor. Bu noktada ABD'li bir siyasetçi olsanız belki siz de bu şekilde hareket etmek isteyebilirsiniz. Onlar kendi çıkarına göre hareket ediyor ancak Türkiye ne yapıyor? İsveç'in NATO'ya katılmasına bir anda karar veriyor.

Dış politika anlık kararla ilerletilemez. 

ABD bize parasıyla silah satarken bile kendisini ilerleyen yıllarda ne gibi sorunlarla karşılaşabileceğini ve böyle bir sorunla karşılaşırsa ne gibi önlemler alabileceğini söylüyor. 

ABD, Türkiye'nin Suriye sınırında yer alan PKK-YPG-SDG terör örgütlerine doğrudan destek veriyor ve bunu açıkça herkesin gözü önünde yapıyor.

Bu silah anlaşmasını Türkiye yaparken aynı zamanda ABD'ye dış politika bağımsızlığını kısmen ipotek altına alıyor. Raporda direkt olarak olası yaptırımlar bölümü bulunuyor.

Bu kadar önemli bir silah anlaşmasında 'Eğer Türkiye şu konularda dış politikamıza ters adımlar atarsa, satış durdurulur' gibi ifadeler çok tehlikeli. Çünkü YPG terör örgütünün bombalanması da ABD'nin dış politikası için kötü bir adım. 

Örneğin: " ABD Kongresi normal yasama süreci aracılığıyla F-16 savaş uçaklarının Türkiye'ye “nihai teslimat anına kadar herhangi bir zamanda harekete geçip satışı bloke edebilecek"

Sonuç olarak, bu kararın alınması, Türkiye'nin ulusal çıkarlarını, stratejik hedeflerini ve iç-dış politik dengelerini dikkate alarak yapılması gereken karmaşık bir değerlendirme sürecini gerektirir. Her ülkenin, kendi güvenlik ihtiyaçları ve stratejik hedefleri doğrultusunda kararlar alması önemlidir.

Bunu yaparken de gelecek yıllarda yaşanabilecek sorunların 'her açıdan' düşünülmesi, bu konuda diğer fikirlerin dinlenmesi ve bunu halka anlatmaları gerekir. Ancak bunların ne yazık ki hiçbirisi yapılmadı.

Çok uzun bir yazı oldu umarım faydalı ve başka noktalardan bu konuyu görebileceğiniz bir yazı olmuştur. Faydalı bulursanız, paylaşmanız, takip etmeniz benim için kâfidir.

(İbrahim HASKOLOĞLU'ndan ALINTIDIR)

Editör: Kerim Öztürk