DEVA Partisi lideri Babacan anayasanın 66. maddesinde yer alan "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür" ifadesinin tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirtmesi ve "Herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesi böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasıyla mümkündür. Bu kapsamda, anayasamızın 66'ncı maddesini, çağımızın gereği olarak, kapsayıcı bir anlayışla yeniden ele almayı teklif ediyoruz" ifadelerini kullanması siyaset arenasında tartışmanın fitilini ateşledi.

Babacan’ın açıklamasının hemen ardından tepkiler ardı ardına gelirken bu kez de DEVA Partisi'nin kurucularından, Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar’ın Anayasa'nın 66. maddesinde değişiklik önerirken "Anayasa'dan Türklüğü çıkarıyor musunuz?" sorusuna "Doğru" diyerek yanıt vermesi gündeme bomba gibi düşmüştü.

Demokrat Parti Yomra belediye seçimlerinde iddialı Demokrat Parti Yomra belediye seçimlerinde iddialı

DEVA Partisi’nin ardı ardına yaptığı açıklamalarla siyaset arenasına soktuğu “Türklük” tartışmasına BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş da katıldı. Hüseyin Baş sosyal medya hesabından “İnadına Ne mutlu Türk’üm diyene!” notuyla paylaştığı videoda “Halkın ne istediği belli; ekonomiyi düzelt, adaleti sağla, sığınmacılardan kurtul, özgür çağdaş bir Türkiye olsun bu kadar. Bunu vaat etmek yerine Türklüğü Anayasadan çıkarmayı Vaat ediyorsun Sen kimsin Türklüğü Anayasadan çıkarıyorsun?” ifadelerini kullandı.

Hüseyin Baş bahse konu videoda şu ifadeleri kullandı:

Halkın ne istediği belli. Hani çok ciddi toplum mühendisi olmaya gerek yok birazcık toplumun içinde olsan anlarsın. Ekonomiyi düzelt, adaleti sağla, hukuku temin et, yargıyı düzelt, şu sığınmacılardan bir kurtul. Bu kadar… Çok da fazla bir şey istemiyor insanlar. Özel yaşamlarına karışma, özgür bir Türkiye olsun, çağdaş bir Türkiye olsun. Bunu vaaz etmek yerine Türklüğü Anayasa’dan çıkarmayı vaaz ediyorsun millete. Dalga mı geçiyorsun, nerde yaşıyorsun, sen kimsin Türklüğü Anayasa’dan çıkarıyorsun?

Bu toplumun öz benliğini oluşturan, öz kimliğini oluşturan bir kavramı, bir üst kavramı, Atatürk’ün bize kazandırdığı kavramı… Türklük, Türk tarihinde bin beş yüz yıldır, iki bin yıldır, üç bin yıldır olan bir şey değil. Biz bir gün Selçuklu olduk bir gün Osmanlı olduk bir gün şu olduk bir gün bu olduk. Hepsi bizdik. Ama biz Atatürk’le Türk olduk. Türk tarihinde ilk defa “Ne mutlu Türk’üm diyene” kavramını Gazi Mustafa Kemal Atatürk bize kazandırdı ve bu cumhuriyetle geldi. Atatürk bilmiyor mu bu ülkede Ermeni yaşadığını, bilmiyor mu Kürt yaşadığını, bilmiyor mu Rum yaşadığını? 72 milletin Anadolu coğrafyasında bin yılı aşkın süredir var olduğunu Atatürk bilmiyor muydu? Biliyor ama diyor ki; hepimizin ortak idealleri var, hepimizin ortak paylaşımları var, hepimizin ortak bir tarihi oluştu. Hepimiz ortak bir geleceğe bakıyoruz ve kardeş gibi aynı coğrafyada yaşıyoruz. Atatürk “Ne mutlu Türk’üm diyene” cümlesinin içinde bunları anlatıyor.

Bizde bir birliktelik oluşmuş bu birlikteliğin adını Türk koyalım “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyen herkesi de bu çatı altında, bu bayrak altında bu toprak üstünde yaşatalım. Atatürk bunu koyuyor.

Toplumun istekleri belli, onlara sunacağımız kavramlar belli, onlara sunacağımız projeler ortada ama sen çıkacaksın “Türklüğü Anayasa’dan çıkaracağım” diyeceksin. O Türkler seni siyaset sahnesinin dışına atar. Bu toplum bunu kati suretle kabullenemez.

Editör: Kerim Öztürk