Ağlamak bizim işimiz değil. İş belli, olay belli... Şimdi çözüme odaklanma zamanıdır.

Türk Milleti'nin "büyük bir psiokojik savaşın mağduru" olduğunu gördüğümüze göre şimdi sadece "gıncıfıllı" tespitler yaparak bu savaşı kazanamayacağımızı da görmemiz gerekiyor.

Artık birbirimize Ergenekon Balyoz anlatmaktan AKP şöyle AKP böyle diye bağırmaktan vazgeçmeli, milletin ruhuna, halkın ihtiyaçlarına odaklanmalıyız.

Türkiye Cumhuriyetini kuran milli iradenin yaşayan tek temsilcisi MHP'dir. Bu durum, askerden farklı olarak sivil, yasal ve demokratik mücadele imkanlarına sahip olan MHP'yi ülke güvenliği ve milli beka konusunda ordudan da daha güçlü, yetkili ve sorumlu kılmaktadır.

Ülkücülük bir yönüyle, "nefsi aştıktan sonraki kararlı yürüyüş hali" olduğuna göre hiç bir konuda takıntılı olmanın milli bir getirisi yoktur. Yolumuz Allah yolu, Rehber Kuran Hedef Turan'dır.

Türk Milletine, yerel seçimlerden de önce, genel seçim ve MHP iktidarı ile ilgili devrimci bir vizyon sunmanın zamanı gelmiştir. Mahalli idarelerin üzerindeki iktidar avantajlarını kaldırmanın yolu, genel seçimleri kazanabileceğimiz ümidini erkenden vermekten geçiyor.

Madem ki bu yeni bir milli kurtuluş mücadelesine ihtiyaç vardır; o halde geleneksel seçim bildirgelerinden tamamen farklı bir manifesto ile halkın gözü, gönlü kazanılmalıdır.

Türk Milleti, ekonomik (batırma-borçlandırma) ve kültürel (etnikleştirme-Araplaştırma) cepheleri olan tarihi bir savaşın içindedir.

İşsizlik ve borç yükü altında kıvranan milletimizin, Milliyetçiliğinin fikir menbalarındaki "dayanışmacı halkçılığa" da uygun olarak "olağanüstü bir destekleme" politikasına ihtiyacı vardır.

Bu desteğin geleneksel bürokratik yöntemlere bağlı kalınarak verilmesi ise mümkün değildir.

Türk Milletinin bekası için ölümü göze almış; Milliyetçi ve idealist bir kadro hareketi olan Milliyetçi Hareket'ten başka böylesine radikal vaatleri yerine getirebilecek hiçbir siyasi güç yoktur.

MHP seçim beyannamelerinde daima mantıklı ve cazip projelere yer verilmiş olsa da "Milli Psikolojik Savunma Hamlesi" için daha fazlası gereklidir. Üstelik etraf hırsız kaynamaktadır ve MHP projelerinin bir kısmı da AKP tarafından çalınmıştır.

Halkın gasp edilmiş gönlünü MHP'ye çevirecek "şok vaatler" verilmeli ve ne pahasına olursa olsun bunlar yerine getirilmelidir. Milletimiz sadece psikolojik değil, ekonomik darbelerle de "milli beka" düşüncesinden uzaklaştırılmıştır. Bu nedenle...

Aşağıdaki Köklü Vaadlerle Bir Uyanış Sağlanmalıdır:

1- Sabit ve dar gelirli vatandaşlarımızın beyan edecekleri borçlarını ödeyebilmeleri için, işçi ve memurlara gelir-borç miktarlarına göre bir endeks uygulanarak maaşının 3-4 katı kadar "milli güce katkı ödeneği" verilmelidir.

2- Esnaf için kamu alacaklarının yapılandırılması hakkındaki son düzenlemeler daha radikal ve gerçekçi hale getirilmeli "milli üretime katkı" adı altında % 50 vergi ve prim borcu affı getirilmelidir.

3- Ameli işlerde kayıtdışı çalışan, SGK güvencesinden mahrum, askerliğini yapmış Türk vatandaşlarına yaşına bakılmaksızın iş kurma bütçesi olarak (askerlik süresi x asgari ücret) miktarınca hibe kredi verilmelidir.

3- Konut kredisi almış olanlar için mevcut TOKİ borçlarının esnetilmesi, Mortgage tipi konut kredilerinde aksama olanların yeniden yapılandırılması programa alınmalıdır.

4- Kredi kartı borçlarının esnek bir şekilde yapılandırılması, Çiftçilerin kredi borçlarının uzun vadeye yayılması, borçsuz vatandaşlara da denge sağlayıcı bir vergi indirimi sağlanmalıdır.

Ayrıca genç seçmen potansiyeli dikkate alınarak:

5- Dört Yıllık Fakülte Mezunlarının KPSS'yi kazanana kadar ayda 400 TL "kariyer katkı harcı" ile desteklenmesi, İki Yıllık MYO mezunlarına 250 TL, "DGS hazırlık harçlığı" verilmesi...

6- Öğrenci katkı kredisi borçlarının maaşa geçtikten sonra ödenmesi bildirilmelidir.

7- Öğretmen atamalarında bir defaya mahsus olmak üzere tüm adaylar için 10 puan indirim yapılması gibi "ekonomik ve psikolojik savaş mühimmatı" olacak radikal ilaveler yapılmalıdır.

Ülkemizin içinde bulunduğu durum, ülkede genel bir seferberlik ilan etmek ve "ekonomik afet" uygulamasına gitmek için son derecede uygundur, radikal önlemler gereklidir.

Vatandaşlarımızın savaş esiri yapılmaya çalışıldığı bir ortamda "Olağanüstü Seçim Bildirgesi"nin uygulanmasında "Misak-ı Milli" kadar kararlı olunacağı, bunun "topyekûn bir mücadele" olduğu en üst seviyede anlatılmalıdır. Bize göre artık iktidarın yolu budur ve yürüyüş bu şekilde yapılmalıdır.

"Sivil mücadele" böyle yapılırsa "darbeciler"e de "darbe avcıları"na da gerek kalmayacaktır.