✍️ | Özcan PEHLİVANOĞLU'nun kaleminden...
Zafer Partisi geçtiğimiz Pazar günü Ankara'da bir "Tarım Çalıştayı" düzenledi. Hani o sığınmacılar konusu dışında bir şeyler yapmıyor denilen Zafer Partisi.
Konu Zafer Partisi değil!
Ana meselemiz Türkiye'nin içinde, bulunduğu yıkıcı ve yakıcı sorunlar. Önemli olan bunlara karşı ne gibi tedbirler alıp çözümler bulacağımız...
Türkiye'yi ve Türk Milletini içinde bulunduğu durumdan çekip çıkartacak olan Atatürk'ün izinde yürüyen Türk Milliyetçileridir.
Ancak, bu hamaset ile duyguların ortaya dökülmesi ile olacak bir şey değildir.
Programa, stratejiye ve kadrolara ihtiyaç vardır.
Dün bunu "Tarım Çalıştayı"nı gerçekleştiren Zafer Partisi örneğinde gördük. Zafer Partisi iktidar olduğunda hangi programı, hangi stratejiyi ve bunu hangi kadrolarla uygulayacağının çalışmalarını yapıyor.
Ümit Özdağ; "Zafer Partisi olarak Türk çiftçisini, yabancı sermaye gruplarıyla eklemlenmiş ve Türkiye'yi sömüren küçük bir azınlığın elinden kurtaracağız." diyerek bu ve diğer meselelere nasıl, baktıklarını ortaya koydu.
Evet... Türkiye kendisini sömüren küçük azınlıkların elinden kurtarılmalı ve asıl sahibine yani Türk Milletine geri verilmelidir.
Vatandaşlarımız bilmelidir ki, Zafer Partisi kadroları bilgili, tecrübeli ve işinin ehli liyakatli kadrolardan oluşuyor. Bariz ayırıcı özellik ise bu kadroların firesiz ve istisnasız vatanseverler ve milliyetçilerden oluşuyor olmasıdır.
Sadece tarım değil başta ekonomi olmak üzere bir çok konuda çalıştay hazırlıkları sürüyor ve Türk Milletinin yetki vermesi halinde ülkenin nasıl yönetileceğine dair açıklamalar peşi sıra kamuoyu ile paylaşılıyor.
Esas önemli olan ikinci husus da, Türk Milletinin mensubu olmaktan dolayı gururlu olan insanlarımızın çalışmalarda ve sandıkta birleştirilmesidir.
Zafer Partisi bunun öncüsü olmak zorundadır ve olacaktır.
Zafer Hareketinin lideri Ümit Özdağ bunu her fırsatta ifade etmekte ve çağrısını yinelemektedir.
İfade etmek isterim ki, emperyalist sömürüden ve kötü yönetimden kurtulmak üzere Atatürk'ün izinde yürüyen Türk Milliyetçileri, Türk Milletinin bütün katmanları ile birleşmeye buluşmaya hazırdır.
Bu aynı zamanda Türk Milletinin bizlerden bir talebi ve beklentisidir. Mutlaka bu talep karşılanacaktır ve karşılanmalıdır.
İnşallah makus talihin bir kez daha yenildiğini görmek nasip olur.
Burada siyasetçiler kadar birliği ve beraberliği teşvik etmek görevi hepimize düşmektedir.
Türk Milliyetçileri oyunu ve tuzağı bir kez daha bozmalıdır.
