Cidde’deki toplantıda IŞİD’le savaşa imza vermememiz birçok kişiyi öfkelendirdi. Başta Ana muhalefet. Kılıçdaroğlu, IŞİD’le savaşmaya meğer çok meraklıymış. Hatta bunu Genelkurmay’dan da iyi biliyormuş. Türkiye’nin yeni bir badireye sürükleneceğini de o kadar iyi bilmiyormuş. Kurultayda da göğsünü yumruklayarak açılımcılığını ve belediyelere özerklik vermekten yana oluşunu ilan etmişti. Türkiye’yi Arap bataklığına çekmede hüsran yaşadılar. IŞİD’e taşeron olarak verdiğimiz yardımları unuttular. TIR’larla giden silahları, hastalarının devlet bütçesinden tedavisini, şehirlerimizin IŞİD militanlarıyla dolmasını unuttular. Hatta Genelkurmay bu kararı verince, başkan Necdet Özel hakkında 3 sene evvel açılmış bir dava yeniden ele alındı. Onun için söylüyoruz; bunlara güven olmaz, bunlar bir gün birbirlerini de dava konusu yaparlar. Ama buna lüzum kalmayacak galiba. Savaş suçluları mahkemesinden bahsediyor herkes. Lahey’de yargılanan çok başkanlar gördük.
Amerika’nın tuzağı çok beceriksizce idi. Obama, o kadar iyi tuzak kuramıyor. Başkan Bush kadar canavar değil. Bizim iktidara halifeliği, Yeni Osmanlı’yı, petrolü vaat ederek ve onu Suriye’nin üstüne sürerek başarıya ulaşacağını zannetti. Suriye, çektiği bütün acılara rağmen direniyor. Irak’ta Maliki bile direniyor. Musul’da esir alınan konsolosluk görevlilerimiz bir işe yaramadı. Açılan sınırlarımızdan kebap yemeye geçişler de işe yaramadı. IŞİD militanları savaştıktan sonra Türkiye’ye gelip kebap yiyorlarmış
.
IŞİD’i imal eden Amerika, onu nasıl yok edeceğini bilir zannediyorduk. Her nedense Türkiye avuçlarında zannetmişler. Olmadı işte. Ama olan şu oldu; IŞİD’le savaştı diye PKK’ya savaş malzemesi yağdırdılar.  IŞİD’le elbette onu imal eden fabrikatör savaşacak.
Siyonizm doymuyor. Barzani’ye illa ki Kürt koridoru açacaklar. IŞİD olmazsa PKK diye düşünüyorlar. İşe bakın, Amerika’nın müttefiki şimdi Kürtler, Türkiye’nin de Katar. Amerika hakkında bir şey söyleyemem ama Türkiye’nin düştüğü hale bakın. Katar gibi bir zavallı devletçik elindeki petrol gelirlerine güvenerek Türkiye ile ittifak kurmuş, oynuyor. AKP iktidarı bizi ne hale düşürdü. Amerikalılar teröre yardım eden iki ülkeden bahsediyorlar, biri Katar biri Türkiye. Vatanımızın içinde bayraklarımız yırtılıyor, Kürtçe eğitim yapacak olan sözüm ona okullar inşa ediliyor, askerlerimiz vuruluyor, tanklarımız devriliyor, yapılmakta olan okulu asker çevirdi diye roketatarlı hücumlar tasarlanıyor.
Ben böyle taşeronluk görmedim ömrümde. Taşeronların bile milli bir tarafları vardır, emperyalistlere karşı savaşırlar. Bizimkiler ilk emperyalist sevdalısı taşeronlar olarak tarihe geçecek. Atatürk’ten sonra başımıza gelen bu felaketi bütün dünya hayretle izliyor. Ama Türkiye’nin düştüğü yerden kalkma gibi bir özelliği vardır. Çünkü bir yandan milli güçler çoğalıyor. Nerede bir gayrimilli hareket varsa oraya koşuyorlar. Tarihin diyalektiği böyledir. Bir yerde batarken bir yerde çıkarsın. İstiklal Savaşı’ndaki kadar zor bir durumda değiliz ama bizi ona doğru sürüklüyorlar. Bu arada yeşillenen, filiz veren direnç ruhu oradan buradan kendini göstererek ümit veriyor. Amerikalıların AKP hükümetini hırpalarca eleştirmesi hayra alamet değil. 
Du bakali ne olacak!