Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev’in okullarda ve üniversitelerde Çince eğitimi başlatacağını açıklaması, yüzeyde ekonomik kalkınma ve gençlerin istihdamına yönelik bir adım olarak görülse de, Türkistan’ın geleceği açısından stratejik bir dönüm noktası olabilir.

Tarih boyunca Türkistan toprakları, Büyük İpek Yolu üzerinden Doğu ile Batı arasında köprü görevi görmüştür. Bugün Çin, modern “Kuşak-Yol Girişimi” (BRI) ile bu kadim yolu yeniden canlandırırken, ekonomik yatırımların yanı sıra kültürel ve ideolojik nüfuzunu da bölgeye taşımaktadır. Dil eğitimi bu stratejinin en kritik araçlarından biridir.

1. Çin’in Yumuşak Güç Stratejisi

Çin, dünya genelinde Konfüçyüs Enstitüleri ve dil programlarıyla yumuşak güç unsurlarını yaygınlaştırıyor.

Çince öğrenen bireyler, zamanla Çin kültürüne ve düşünce sistemine yakınlaşıyor.

Bu durum, gelecekte Çin yanlısı bir elit kesimin oluşmasına zemin hazırlayabilir.

Tarihte benzer bir örnek, Rusya’nın Rusça eğitimi ile Türkistan’da kültürel hegemonyasını kurmasıdır. Sovyetler, diller üzerinden kimlikleri dönüştürmüş ve bölgeyi Moskova merkezli bir sisteme entegre etmiştir.

2. Türkistan Açısından Riskler

Çince eğitimi, eğer tek yönlü bir politikaya dönüşürse, uzun vadede bağımlılık ve modern sömürgecilik tehlikesi doğurabilir:

Ekonomik Bağımlılık:
Çin kredileri ve yatırımları, Özbekistan ekonomisinin temel taşı haline gelebilir.
Bu durum, bağımsız karar alma mekanizmalarını zayıflatır.

Kültürel Dönüşüm:
Çince öğrenen kuşaklar, Çin merkezli bir dünya görüşü ile yetişebilir.
Bu, milli kimlik ve tarih bilincinde erozyona yol açabilir.

Ermeni lobisi Fransa’da ATATÜRK’ü hedef aldı
Ermeni lobisi Fransa’da ATATÜRK’ü hedef aldı
İçeriği Görüntüle

Doğu Türkistan Meselesi:
Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı baskılar göz önünde bulundurulduğunda, Özbekistan’da Çince eğitimin toplumsal gerilimleri artırma ihtimali vardır.
Çünkü Doğu Türkistan’daki zulüm, Türkistan coğrafyasında derin bir duygusal ve ideolojik kırılma yaratmaktadır.

3. Modern Kolonileşme Tehlikesi

Günümüzde koloni, eskisi gibi askerî işgal yoluyla değil, ekonomik, kültürel ve teknolojik bağımlılık üzerinden oluşuyor.
Eğer:

Çince eğitimi zorunlu hale getirilirse,

Çin şirketleri Türkistan’daki altyapı ve sanayiyi kontrol etmeye başlarsa,

Yerli elitler Çin’le politik ve ekonomik çıkar birliği içine girerse,

bu durum modern bir koloni düzeni anlamına gelebilir.

4. Denge Politikası İhtiyacı

Özbekistan ve genel olarak Türkistan ülkeleri için denge politikası şarttır.

Çince eğitimi, sadece teknik ve ticari iletişim amacıyla sınırlı tutulmalıdır.

Aynı anda Türkçe, İngilizce, Arapça ve Rusça gibi dillerin öğretimi güçlendirilmelidir.

Milli kimliği korumak için Türkistan ortak tarihi ve kültür dersleri zorunlu hale getirilmelidir.

Çin yatırımlarının karşısına Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa ve diğer alternatif ortaklıklar çıkarılmalıdır.

Sonuç: Türkistan’ın Geleceği İçin Uyarı

Mirziyoyev’in Çince eğitimi başlatma kararı, kısa vadede ekonomik fırsatlar sunsa da uzun vadede Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi açısından büyük riskler barındırmaktadır.

Çin’in Doğu Türkistan’daki politikaları göz önüne alındığında, Özbekistan’ın kültürel egemenliğini koruması ve dış politikada dengeyi gözetmesi hayati önem taşımaktadır. Aksi halde Türkistan, tıpkı geçmişte Rusya’nın etkisiyle yaşadığı gibi, bu kez Çin merkezli bir bağımlılık döngüsüne girebilir.

Kaynaklar:

1. Tashkent Times – Özbekistan, üniversitelerde ve okullarda Çince dilini tanıtmayı vaat ediyor

2. Qalampir.uz – Özbekistan okullarında Çince dilinin öğretilmesi

3. Eurasian Research Institute – Orta Asya'da Çin'in eğitim diplomasisi