Açılım sayesinde devlet, millet ve vatan bütünlüğünün yanında yer alan bir çok aşiret ,korucu vb, samimi insanımız, PKK’nın Kürdün temsilcisi yapılmasıyla zarar gördü. Çok acılar çekildi.  Bir çok insan şehit edilip, direğe asıldı.

Açılım’da kollananlar  Afrin’de askerimizin karşısına çıktı… canlarımızı şehit verdik! 

Şimdi ABD, AB ve İsrail kucağında olan katil sürüsü, açılım sayesinde ülkemizden çok rahat biçimde adeta kahraman gibi gittiler. Şu anda ihanet maşası olarak görev yapıyorlar. 

Kısaca;  bölge insanı müthiş mağduriyet yaşadı. Bu korkunç bir travma oldu. Namuslu ve samimi vatandaş böyle bir muameleye maruz kalmamalıydı. 

Açılım beklentisi kireç kuyusuna atılıp üzeri betonlanmazsa, yarın yanımızda hiç kimseyi bulamayız. 

Devletin 
terörle mücadelede milli hafızası, bir macera, bir fantezi ve hayal uğruna silinmemelidir. O kadar şehidi niçin verdik? O kadar insan niçin öldü? Bu kadar acıyı niçin yaşadık? ülke kaynaklarına yazık değil mi? 

Açılım, partiler üstü bir milli bakışla siyasi kaza olarak mahkum edilmelidir. Buzdolabında saklanan kokmuş, bozulmuş, kan ve gözyaşı mirası çöpe atılmalıdır. Çözümün birlik beraberlikten geçtiği gerçeği, iman gibi ortaya koyulmalıdır. Bedeli ne olursa olsun bundan asla vazgeçilmemelidir. Bu tavır  ülkenin namusu kabul edilmelidir.  Oslo vb gizli görüşmelerde tekrar pazarlık konusu yapılmamalıdır. Terör örgütlerinin “halklar” söylemi , 
siyasetin açılım mikro ırkçılık söylemi  olmamalıdır. Her insanımızın mezhebi, meşrebi,  bölgesi aidiyeti ne olursa olsun; ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğu gerçeği ibadet gibi ifade edilmeli ve öyle yaşanmalıdır. 

Bunların aksi, çöküş,  bitiş ve tasfiyedir. Şehitlere ve gazilere ihanettir! Terörist baş tacı(!) edilip muhatap alınacaksa, niçin bu kadar şehit verdik?

Sabri Şenel