Türkiye, Rusya, Suriye ve İran Dışişleri Bakan Yardımcılarının Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin dörtlü toplantısı Astana'da yapıldı.
Sputnik’in haberine göre dört ülkenin Dışişleri Bakanları, 10 Mayıs'ta Moskova’da yapılan görüşmenin ardından Şam ile Ankara arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için bir yol haritası taslağı hazırlama konusunda anlaşmaya varmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yol haritasının öncelikli konularını belirlemişti. Bunlar arasında, Suriye hükümetinin ülke genelinde kontrolünü yeniden sağlama, Suriye-Türkiye sınırının güvenliğini sağlama, sınır ötesi saldırı ve terörist sızma olasılığını ortadan kaldırma sorununun çözümü yer alıyordu.
Astana'da 20-21 Haziran’da yapılan görüşmelerde ayrıca, terörle mücadele, insani durum ve sığınmacıların dönüşü sorununun ele alındığı bildirildi.
***
Benim konuyu ele almamın sebebi “sığınmacıların dönüşü” sorununun da bu toplantıda görüşüldüğüne dair not ve basına açıklama yapan katılımcılardan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’un, “Sığınmacı sorununun çözümü, yalnızca terörist varlığının ortadan kaldırılmasını, güvenlik durumunun normalleşmesini gerektirmeyip, aynı zamanda ekonominin ve altyapının, şehirlerin ve köylerin restorasyonu gibi ekonomik konuları da içeriyor” sözleridir. Bu yöndeki tüm çalışmaların ortak çabalarla ve uluslararası toplumu dahil ederek yapılması gerektiğine dikkat çeken Bogdanov, bu bağlamda Suriye'nin ilişkileri normalleştirme sürecinde olduğu Arap ülkelerinin desteğini umduğunu ifade etti.
Bogdanov, “Amerikalılar elbette orada kendi yönetimi olan bir tür mini yarı devlet örgütleyen bir dizi Kürt örgütünü destekliyor. Bu kesinlikle kabul edilemez. Elbette biz Kürtlerin sorunlarının diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız. Fakat ne yazık ki Amerikalıların bununla ilgilenmediğini ve Kürt müttefiklerine, Şam ile diyalog kurmalarına izin vermediklerini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
***
Rusya'nın bu açıklamasına karşı ABD'nin ne diyeceği önemli değil, çünkü onların projesinin ilk adımı, zaten Suriye’yi üçe bölmektir. Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG güçlerini eğittiler, donattılar ve onları bölgede kendi kara kuvvetleri olarak gördüklerini de açıkladılar. Bölgeye yerleşmek ve PYD/YPG ordusu kurmak için IŞİD’i bahane ettikleri de bütün dünyada biliniyor. Öyle ki eski ABD Başkanı Trump, “IŞİD’i Obama ve Hillary Clinton kurdu” diye bütün dünyayı uyarmıştı...
***
Diğer taraftan, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi de sığınmacılar sorununu büyüterek, Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarmayı öngörüyor. Öyle ki ki sadece Suriyelileri değil, Taliban öncesi Afgan ordusunun askerlerini ve haklarında hiç bir bilgi bulunmayan ve sayısı belli olmayan Pakistanlıları da Türkiye’ye yönlendirmişlerdir.
Bu mesele Türkiye’nin en önemli milli güvenlik meselesidir. Çünkü sığınmacılar sorununun, doğrudan Türk Milleti’nin egemenlik haklarına bir saldırı olarak planlandığı ortaya çıkmıştır...
Buna rağmen Türk kamuoyu, iktidar tarafından yakın zamana ensar-muhacir söylemleriyle idare edildi...
***
Yazıyı İngiltere’den bir haberle bitireyim...
BBC’nin sağlık muhabiri James Gallagher’ın haberine göre University College London'da yapılan bir araştırmada, düzenli olarak gündüzleri uyumanın insan beynine iyi geldiği gibi beynin boyutunun da büyük kalmasını sağladığı sonucuna varıldı.
Gündüzleri uyuklayanların beyinlerinin 15 santimetreküp daha büyük kaldığı tespit edildi; bu da yaşlanmanın 3-6 yıl ertelenmesi anlamına geliyor.
Ancak bilim insanları uyku süresinin yarım saatten daha az tutulması gerektiğini de bildirdi...
Hani sığınmacılar konusunda Türkiye yıllardır güpegündüz ensar-muhacir söylemiyle ayakta uyutuldu ya bu kadar uyku bünyeye zarar verir, onu vurgulamak istedim...
Arslan Bulut - Yeniçağ