Türklerin İslam öncesi tarihini özellikle Turan yurtlarında doğru öğretmemek Rum, Ermeni, Hristiyan misyonerleri ve Yahudi yalanlarına çanak tutup Türkü köksüz mazisiz bırakmaktır.
Ermeni Diasporası ve Rum Pontus iddia ve iftiraları karşısında Türk devlet ve milletini savunmasız bırakmaktır.
İslam öncesi hak dinlerde Allah’ın dinidir. Binlerce yıllık Türk tarihi farklı inançlarla huzur içinde yaşama ve teması zaruri kılmıştır. Türkler hangi inanca mensup olurlarsa olsun Allah’ın yarattığı bizim atalarımızdır.
Onların inancını sorgulamak mahkum ve reddetmek bugün bizlerin ne hakkı ne de haddidir.
Zira din tercih Türklük Ahmet Yesevi’nin değişiyle kaderdir.
Bu gerçekler anlaşılıp doğru bilinmedikçe Şark meselesi Megola, idea, Pontus, Arz-ı mevud vb. ütopyaların hedefi oluruz.
Atatürk’ün Türk tarih tezinin onun ölümünden sonra müfredattan çıkarılması Grek Tarih tezinin dayatılması İngiliz ve ABD emperyalistlerinin Türk’ü Turan yurtlarından tasfiyesine çanak tutmaktır.
Türk’e karşı oluşturulan kin, husumet cephesine karşı psikolojik mücadelede havlu atmaktır.
Özetle Türk tarihini öğretmemek maziyle köklerle bağı koparmak Türk’ü tasfiye ve silmektir.
Türk’ü silenlerin Hristiyanlık, Musevilik himayeli İslam yorumunun hedefi gerçek Vahyi Kur’an-ı ve Müslümanı da tasfiye etmektir.
Hülasa Türk, Türkçe, Türkiye giderse Müslümanlıkta gider.
İşte Endülüs vb. birçok örnekler ortadadır.
İnsanlar din değiştirip farklı inançları tercih etse de Türklük alın yazımız Allah’ın onur ve şeref duyduğumuz millet kimliğimizdir.
Türk’ü tasfiye etme hedefi güdenlerin maskeleri dinci vb. ideolojik kimliği ne olursa olsun ya Türk değil ya devşirme ya dönme ya da beşinci kol besleme her türlü casus şebekeleridir.
Ardından değişen sadece nöbetçilerin rol değişimidir.
Türklerin en son ve en büyük kurganı Anıtkabirde yatan Türk Kağanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ; "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Son söz yine onun; “Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak İçin kendinde kuvvet bulacaktır.”
Sabri Şenel – 26.12.2022 / İstanbul