Sevgili arkadaşlarım farkında mısınız? MHP'de kurultay tartışmalarının bir partinin iç ilişkisi olmasının ötesinde bir anlamı bulunduğu yönünde bir tespitte bulunmak bile bu ortamda gereksiz. MHP'de yaşanan kurultay tartışmalarının Türk siyasi hayatında derin etkiler meydana getireceği artık tartışmasız bir gerçeklik.

Daha iki ay önce ana muhalefet partisi CHP'de kurultay tartışmaları yaşandı. Herkes hafızasını tazelesin, CHP'de yaşanan kurultay tartışması, MHP'de olduğunun aksine, parti içi ilişki dışında Türk siyasetine nasıl bir etkide bulunacağı kimsenin aklına gelmediği gibi, siyasette taşların yerinden oynayacağına dair kamuoyunda hiç bir görüş ve iddiaya rastlamadık.

Anlaşılan odur ki, MHP'deki kurultay tartışmaları mahkeme kararından sonra kamuoyunun yoğun bir şekilde ilgisini çekmeye devam edecek ve sonuçları da siyasi hayatımızı derinden etkileyecektir. Objektif olarak ve duygularımızdan arınarak mevcut duruma bakarsak, MHP son seçimde % 11.9 oranında oy almış ve mecliste 40 milletvekiliyle temsil edilmesine, rağmen, kurultay tartışmalarının bu kadar yoğun bir şekilde kamuoyunda ilgi görmesi ve doğuracağı köklü etkileri, sadece MHP kadrolarını değil, bilhassa iktidar partisi olmak üzere, diğer partilerin yöneticilerini de derin bir şekilde düşündürecek niteliktedir.

BU ETKİNİN PSİKOLOJİK SEBEPLERİNE BAKACAK OLURSAK;

Öncelikli olarak daha önce de yazdığım üzere; % 49,5 oy oranı ve 317 milletvekili sayısıyla tek başına iktidarın çıktığı 1 Kasım seçimleri üzerinden daha 5 ay geçmişken ülkenin yönetilebilmesinin zorlaştığını, bunun sebebinin ise, iktidar partisinin bütün uzlaşma kanallarını tıkaması, meşruiyet alanını daraltacak şekilde "tekçi" ve "otoriter" eğilimlerini artırmasıdır. Terör ve ekonomik kriz kaygısıyla AKP'ye istikrar kaygısıyla oy vermiş bir kısım seçmende bile bir sıkışmışlık duygusu, gerginlik ve siyasi atmosferin boğuculuğu, yandaşlar dışında kimsenin kendini güvende hissetmemesi, karar ve tercihlerin korku saikiyle veriliyor olması MHP'de ki kurultay tartışmalarına ilgi gösterilmesinin psikolojik alt yapısını oluşturuyor.

Peki bu psikolojik alt yapının oluşmasında MHP'ye niye böyle bir kurtarıcı misyonu düşüyor?

Öncelikle MHP'nin milletin yaklaşık % 80'lik kesimiyle fikri yapısı ve dünya görüşü sebebiyle arasında her hangi bir psikolojik bariyerin bulunmadığını tespit edersek, bu psikolojinin gerekçesi ve MHP'den beklenilen ümidi daha iyi anlayabiliriz.Halihazırda yapılan araştırmalarda ilk seçimde oy olarak AKP'den 12.7 puanın,CHP'den ise 4,3 puanın MHP'ye kayacak olması bu psikolojik gerekçenin ilk işaretleridir.

Demem şu ki, MHP'de yaşanan kurultay tartışmalarının bu kadar yoğun ilgi görmesinin sebebi, sıkışmış Türk siyasetinin MHP vasıtasıyla bir çıkış yolu bulabileceği inancının milletin büyük çoğunluğunda oluşmuş durumdadır. Mahallenin bıçkın delikanlısından, muteber damat adaylığına terfi etmek üzereyiz.

MHP 47 yıllık geçmişi, tarihten gelen engin tecrübesi ve milletin bünyesine uygun fikri yapısıyla, milletin ortak bu talebini cevaplandıracak şekilde, gerekli serinkanlı değerlendirmeleri yaparak, bu psikolojik alt yapıya uygun siyaseti üretecek olgunluğu göstermek sorumluluğu altındadır.

Milliyetçi Hareket Partisi; seçmeni ve ülkücü camiaya 14 yıldır temizlik işçiliğini bile çok gören kabileci siyaset anlayışının basındaki sözcülerinden akıl almaya ihtiyacı olmaksızın, sarsılan tahtlarının etkisiyle, bizim aramıza nifak sokma amaçlı destek ve açıklamalarına muhtaç olmaksızın, tarihin yüklediği görevi yerine getirecek kadar derin bir tarih ve devlet şuuru gösterecek bir partidir.

Hiç kimse merak etmesin ülkücüler ne yaptığı bilecek kadar ehliyet ve olgunluk sahibidirler. Kendileri on yıl süren kirli ortaklıklarının hesabını vermeden, bizleri "cemaatin, başka mahfillerin,onun bunun dizaynına" muhatap olacak kadar tecrübesiz saymasınlar. MHP ve ülkücü hareket Türk siyasetine nefes aldıracak zengin ve demokratik bir tecrübeyi dosta düşmana gösterecektir. Bugüne kadar çeşitli karanlık mahfillerde kotardıkları siyaset projelerini, milleti dışladıkları teslimiyetçi politikaları çöpe atacak kadar tarih ve devlet şuuruna sahiptir. Yeter ki, milliyetçiler olarak milletle hemhal olacak, milletle bütünleşecek uslup ve usullerle siyaset yapmayı becerelim..

Biz millete güveniyoruz, bu güvenin boşa çıkmayacağını da herkes görecektir. Biz milletin geleceğine talip bir hareket olarak, iktidar partisinin siyasi hesaplarının figüranlığına sığmayacak, beşinci kol faaliyetlerine yem olmayacak kadar şerefli bir mücadele ve geçmişe sahibiz.

Sevgili kardeşlerim; sakın bu süreçte günlük ve geçici tartışmalarla kimse kimsenin kalbini kırmasın, birbirimizi daha çok sevmeye, dinlemeye ve bütünlüğümüzü korumaya daha çok dikkat etmeliyiz. Herkes inanmalı ki milli bir hareket olarak, milleti esas alacak sivil bir anlayışla geliştireceğimiz politikalar, milletle bizi buluşturacak ve ilk seçimde MHP'yi iktidar yapacaktır.

ALLAH'A EMANET OLUNUZ...

RUBİL GÖKDEMİR