✍️ | Sabri ŞENEL'in kaleminden..

DEM’li milletvekilleri TBMM’de Kürtçe tercüman talebinde bulundular.
ABD’de İspanyol, Fransız ve İtalyan, Alman vb. asıllılar tercüman istense ABD ne yapar? Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş DEM zırvasına suskun; sahi yarın kışlada, emniyette, adliyede, hastanede, okulda Kürtçe tercüman, öğretmen vb. istenirse buna dayanacak mı? Dünyada böyle bir ülke var mıdır? Bu nasıl sorumsuzluk ve akıl tutulmasıdır? Etnik, dinci, liboş her türlü bölücü ittifak halinde milli devlete saldırıyor. İşte bu saldırılara karşı koyması gerekenler korkak, suskun, edilgen. Sahi millet ne zaman uyanacak?

İyi Partili Samsun Milletvekili Erhan Usta, Meclis Başkanı Kurtulmuş’a PKK sorusunu durduk yerde mi sordu? DEM Kürtçe tercüman istiyor; Kurtulmuş’un ağzını bıçak açmıyor. Erhan Usta’nın örnek tavrı tüm milletvekillerinin tavrı olmalıdır. Erhan Usta, Numan Kurtulmuş’a “Abdullah Öcalan’ın Numan Kurtulmuş sevgisi nereden kaynaklanıyor?” diye soruyor. TBMM Başkanı niçin suskun? Ona tepki göstermesi gerekenler Erhan Usta’ya karşı troll saldırı hareketi başlatıyor. Daha önce Anayasa’nın ilk dört maddesi, 42 ve 66. madde hakkında Kurtulmuş’un beyanları aynı anlama geliyor. “Cumhuriyetin paradigma değişikliği” sözlerinin söylendiği yerde hiç kimse koltuk, güç, pozisyon zırhına bürünerek siyasi eleştirileri yok sayamaz. İmtiyaza bürünerek kuru gürültü ile yandaş bağnazlığı desteğiyle savuşturamaz. Erhan Usta’ya saldıranlar Numan Kurtulmuş’u korumaya aldı. Biri milletin milletvekili, biri TBMM Başkanı; milletin hakkını, birliğini, tek dili Türkçe, tek bayrak, tek devlet, tek vatanı korumak için Anayasa’ya bağlılık yemini etmediler mi? Millet bu yemine uymayanı uyarmalı; aksi takdirde Türkiye kalmaz. İşte o milletvekili yemini:

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Bu yemini eden milletvekili, bakan, cumhurbaşkanı yeminine sadık kalmalıdır. Anayasayı değiştirme talebi olan, neyi değiştireceğini seçimde millete sorup ona göre yetki almalıdır. Çuvaldızı başkalarına batırmak isteyenler, işte o toplu iğneyi önce kendine batırmalıdır. Cumhurbaşkanının “Türkiye 25 yıl önce toplu iğne dahi yapamıyordu” beyanı yanlıştır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve kadim Türk milleti ve devletlerinin tarihi, millî hafızası çok güçlüdür. İşte o millî hafızaya vakıf olanlar böyle bariz hata yapılmasına engel olurlar. Sayın Cumhurbaşkanına yanlış bilgi vermesinin müeyyidesi olmalı; o makam yanıltılmamalı. Türk milleti ve onun kurduğu devletler, kültür, medeniyet, çağın bilimsel birikiminin hep adresi olmuştur. Cumhurbaşkanı sonuçta insandır; hata yapar. Yanlış bilgi söz konusu olduğunda etraftaki danışman ekibi, hata/yanlış bilgi konusunda ahlak, edep, adap içinde uyarısını yapmalıdır. İşte ikbal, korku vb. sebeplerle yapılan hatalar bir milletin kaderini etkiler. Çok iyi özlük hakları alınan, birden çok maaşlar; bu hatalara engel olmak, zararda görse acı gerçekleri muhatabına aktarmalıdır. Ortak akıl, ihtisas sahibi kişi ve kurumlarla ortaya çıkar. İstişare, meşveret, şûra, toy, kurultay kültürü bunu gerektirir. Kamuoyu ve toplum, Türk’ün en üst makamları tarafından doğru bilgilendirilmelidir.

Zihniyet devrimi: “Maalesef hane halkı tasarrufumuz Hindistan’ın bile gerisinde olduğu gibi kamuda da aynı israf mevcut. Nitekim Almanya’nın kamu araçları 9 bin, bizde ise 130 bin.” (Ernail Koç)

İlk  Defa Atatürk’ün Kabrine Gittim Ve Çok Mutluyum Niçin?
İlk Defa Atatürk’ün Kabrine Gittim Ve Çok Mutluyum Niçin?
İçeriği Görüntüle

Türk düşmanı ırkçılar ve yancılarının, hiç şüpheniz olmasın, tek hedefleri Türk’ü, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti tasfiye ve yok etmektir. İran, Irak, Suriye ve Yunanistan vb. Kıbrıs’ta bu alçak plan işliyor. Madem millî kimlikten etnik kimliğe evrilip Türk, Arap ve Kürt ortaklığına çevrilmek istiyorsunuz, o zaman dürüst olun. TBMM Türk milletvekili sayısı bu mu olmalı? Sizi gidi etnik ırkçılar! Türke etnik ırkçılık operasyonu yapanlar, sahi Türk’ün etnik olarak azınlığa düşürüldüğü meclisi alet etmek düşündürücüdür. Türkiye’de Kürt sorunu değil, Türke etnik ırkçılık sorunu vardır.

Türk milleti Kürt kardeşini bağrına bastı, baş tacı yaptı; ama Türk’e ırkçılık yapılıyor. Adı, dili Türkçe Anayasasından silinmek isteniyor. Bari siz etnikçilere karşı TBMM etnik orana göre oluşturun. Türk-Arap-Kürt ortaklığını ona göre tartışın. Evet, iğrenç maskeniz indi. Türk’ün etnik olarak meclisinde azınlığa düşürüldüğü ortamda Türk’ün geleceğini tartışmak utanç vericidir.

Parti liderleri hata yaptığında, yanlış söz söylediğinde, hani edep ve saygı çerçevesinde “efendim bu yanlış, doğrusu şu” demeyenin, susanın rüyasına lideriniz girsin; kızılcık sopası(!) ile sizi kovalasın, çalsın, döndürsün. İkbalı için susan, sağır, kör, dilsiz, şeytan taklidi yapanlara yazıklar olsun. Tüh, sizin kalıbınıza bir araya gelip biri birine gaz veren sahte kahramanlar kalıbınıza yazıklar olsun; sizden bizim de milletin de alacağı var. Sorarsın ağabey, siyaset yapıyoruz; sizin siyasetiniz yerin dibine batsın.

“Onların bir bildiği vardır” diyerek eleştireni endişe edenin sözlerini boğazına tıkamak, ona koro halinde sallamak; koroyu mutlu etse de sonunda inşallah insan içine çıkacak yüz olur!

Osmanlı’yı parça parça eden İngiliz-Haçlı-Siyonist ittifakıdır. Aynı ittifak yeni kukla Osmanlı Halifelik peşindedir. Lozan’da Yunan, İngiliz, Halifelik kalmasına çok ısrar ettiler. Şimdi yeni kukla Halifelikle intikam peşindedirler.

Cumhuriyet öyle bir paradigma koydu ki düşman da dost da Türkçe konuşuyor; başka türlü dostlukta düşmanlıkta tercümana muhtaçtır. Sahi, normal hayatı, kederi, tasayı, sevinci, mutluluğu paylaşacak ortak bir dil olmadan; ortak bir devlet, vatan, bir millet olmadan bu mümkün mü? ABD 72 etnik kökenle bir millî kimlik, millî devlet peşinde; biz abartıyla 36 etnik kimliği ayrıştırarak millî devleti imha, tasfiye; Kuveyt, Suud, Suriye, BAE, Katar gibi kukla yapılarla kendilerinin efendi, diğer insanların köle olacağı bir yapıyı kuruyorlar. İngiliz, Fransız, Rus sömürgelerinde dillerini dayattılar; aynı çağdaş sömürü, köle düzeni sürsün istiyorlar. Kukla liderlerle ülkeleri soydurup zaafları üzerinden ülkelere diz çöktüren yapıyı Türkiye’ye ilave etmek istiyorlar. Bir ve bütün Türkiye zalim kan emicileri rahatsız ediyor. Çözüm 102 yıl önce bulundu: kurtuluş aynı çizgi, ilke ve ülküdedir.

TBMM kurulduğundan bugüne binlerce milletvekili, bakan, milletvekili yakını Cumhuriyet’in imkânlarını kullandı, kullanmaya devam ediyor. Hâlen milletvekili olanlar yemin ederek namusları ve şerefleri üzerine yemin ederek göreve başladılar. Cumhuriyetin ana kolonlarına vuruluyor, kurucusuna hakaret ediliyor ama ses çıkaran çok az; niçin ses çıkmıyor? Ya ses çıkartacak ya da istifa edip maaşları iade edeceksiniz. Hani yemin nerede kaldı? DEM’li milletvekilleri Öcalan, PKK kontenjanından milletvekili oldu; alçakça, ahlaksızca saldırıyorlar. Ya diğerleri siz parti liderinizin mi milletin mi vekilisiniz? Şayet bu edilgenlik sürerse, ballı milletvekili maaşı, hayat boyu konforun hesabını millet sorar. Türk ve Türkçe gider, Türkiye giderse hiçbir milletvekilliği kalmaz. Ülkeyi yıkılışa, tasfiyeye sürükleyen her türlü söylem ve eylem için sizi mücadeleye çağırıyoruz; bu böyle gitmez. Bıçak kemiğe dayanmıştır; millet burnundan soluyor, kuşatma büyüyor, alarm zilleri acı çalıyor. Duyun milletin sesini: artık yeter, söz milletin!

2 Kasım 2025 - İstanbul