Halk, Suriye'den, milyonlarca insanın, nüfus yapısını değiştirmek ve istikrarsızlık oluşturmak amacıyla Afganistan'dan ve Pakistan'dan Türkiye'ye sürüldüğünü görmeye ve bunun kendi varlığını daha şimdiden tehdit ettiğini görmeye başladı.

Tayyip Erdoğan da halkın bu olumsuz bakışının kendi iktidarını sarstığını anlamış ki "1 milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüş projesini hazırlıyoruz" demeye başladı. Abdülkadir Selvi de Hürriyet'te bu geri dönüş projesinin arkasında neyin bulunduğunu, konu ile ilgili yazısının başlığı ile kabul etmiş oldu:

"Suriyelilerin geri dönüşü ve anketler..."

***

Nitekim Cumhuriyet gazetesi de konuyla ilgili haberinde "Erdoğan'ın sığınmacılar konusundaki büyük değişimi" başlığını kullandı ve Erdoğan'ın Mart ayında "Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndermeyeceğiz, ensarın ne olduğunu biliyoruz" sözlerini hatırlattı. 

Emekli General Ahmet Yavuz ise "Bu değişim yetmez! Esas mesele, yanlış Suriye politikasıdır ki değiştirilmeden her şey yanlış olur!" dedi.

***

Türkiye'nin Suriye politikasının değişmesi için, ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesi'nden çekilmek gerekiyor. Üstelik sorun sadece Suriyeliler değil, Afganların ve Pakistanlıların hatta Somalililerin Türkiye'ye gönderilmesi de bu projenin gereği...

Türkleri yerinden oynatmak, Anadolu'dan atmak istiyorlar, hedefin bu olduğu kesin... PKK terörü ile bunu yapamadılar, şimdi nüfus yapısını değiştirerek hedefe ulaşacaklarını zannediyorlar. Yalnız halk bu projeyi anladı artık. Afganistan'dan gönderilenlerin iç savaş tecrübesine sahip genç erkekler olması, bunların ABD tarafından silahlandırılarak Türkiye'yi kaosa sürüklemek için kullanılabileceği endişesi, meselenin anlaşılmasında önemli rol oynadı.

***

Uluslararası İlişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ise "Savaşın bittiği Suriye ile anlaşmak, sorunu büyük ölçüde çözer. Kendi insanlarını yerleştirmek Suriye hükümetinin işi olmalıdır. Fırat'ın doğusundaki topraklardan gelenlerin Suriye hükümeti tarafından ülke içinde başka yerlerde geçici iskânı sağlanmalıdır

Daha da önemlisi Suriye ile uzlaşmamak Fırat'ın doğusunda ABD gölgesinde palazlanmaya çalışan PKK/PYD kukla yapısını kalıcı hale getiriyor. 

Sığınmacılara/illegal göçmenlere vatandaşlık vererek seçimleri kazanmaya çalışmak beyhude bir çaba olur çünkü büyük bir ekonomik kriz içinde çırpınan halkın gözünde böyle bir girişim tam tersine sonuçlar verecektir." görüşünde.

***

Hasan Hoca'ya cevap veren Av. Sinan Kılıç"Türkiye'yi göçmenle doldurmak emperyalist bir projedir. Yerli taşeronları vardır. İstilacılar, çatışmanın dozunu giderek arttıracaktır. Sürecin doğal sonucu olan yabancı düşmanlığı Arap, Afgan, Pakistan, Özbek halklarıyla ezeli düşmanlığa dönüşecektir. Bu dahi emperyalist istektir" dedi.

Başka bir takipçi ise "Haklısınız da bütün bunların bilinmiyor olabilme ihtimali var mı? Dövizin yükseleceğini bilerek faiz düşüren bir ülkeyiz biz!" yorumu yaptı.

Bülent Yarkın"Sorunu yaratıp bu hale getirenlerden çözüm beklenemez. 2023 seçimleri sonrasında ancak çözülebilir."dedi.

***

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı ise hâlâ Suriyelileri fazla gösterdikleri ve yabancı düşmanlığı yaptıkları gerekçesiyle Ümit Özdağ ve Sinan Oganhakkında Göç İdaresi tarafından suç duyurusunda bulunulacağını ifade edebildi.

Türkiye'nin dış politikasını Göç İdaresi mi belirliyor?

Ümit Özdağ bu mesaja "Suç duyurusunda bulunmayan namerttir. Asıl siz Türk Milleti'nin millî vicdanı tarafından Türk tarih mahkemesinde yargılanıp mahkûm olacaksınız. Emperyalist bir iç savaş projesinin taşeronluğunu yapıyorsunuz. Türkiye'nin millî kimliğine suikast düzenliyorsunuz." diye cevap verdi.

Benim kanaatim ise şudur: Araştırdılar ve Türklerin, tarihte sadece nüfus istilası yoluyla mağlup edilebildiğini gördüler! Bu sebeple Suriyelileri, savaşçı Afganları, Pakistanlıları ve Somalilileri Türkiye'ye yönlendirdiler. Hedefleri Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında olduğu gibi Türkleri Anadolu'dan atmaktır. Asıl bunu anlamak gerekiyor...

Editör: SEFA BUĞRA ŞENEL